Tarih 1 Ağustos 2008 Olay Gazetesi  sayfa 10. Manşet şöyle; “belgelerin çoğu yalan”. Konu: Ergonokon davasıyla ilgili haber.  Tarih 2 Aralık 2018. Televizyon ekranlarındaki malum haber. “Ergonokon diye bir örgüt yok. Yapılan hukuk ihlalleri, yıpratılan şerefli ordu mensupları ve Türk Silahlı kuvvetleri, oluşturulan ticari sektörler”. Sözde bilgi ve belgelerin dönemin bazı basın ve yayın organlarına sızdırıp servis ederek, bunları kitap haline çevirip, piyasada yayınlanması, böylece ticari bir sektör haline getirilmesi son derece vahim olmuştur. Bu sözde kitapların kimler tarafından bastırıldığı, kimler tarafından piyasaya sürüldüğü, ne kadar sattığı ilgililerce mutlaka incelenmelidir. Soruşturmayı yürüten savcıların genel kurmaya gönderilen belgelerin çoğunun “Türk Silahlı Kuvvetlerinin” yazışma usülleri taklit edilerek, veya bilgisayar teknikleri kurgulanarak, oluşturulduğu bildiriliyor. Genel Kurmay ortaya atılan iddialara sert yanıt veriyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına konuyla ilgili ihbar mektubunu yazan ve bir CD(sini) gönderen Serdar Cem’in, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında çalışmalar bildiriliyor. Yapılan açıklamada haftalık bir dergi de karargah evleri tek değil başlığı altında bazı Muvazzaf Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının isimlerinin yazıldığı ve bunların gündemdeki soruşturma ile ilgili irtibatlı oldukları iddia edilerek adı geçen personel hakkında adeta mahkumiyet hükmü verildiği belirtiliyor.Bu açıklamada “şahsi çıkar sağlamak veya TSK’yı yıpratmak maksadıyla sahte isim ve imzalarla gönderilen ihbar mektuplarına dayanarak Türk Silahlı Kuvvetleri personeli veya üst düzey komutanlarının kiralanmaya çalışılması suç olduğu kadar ahlak dışı bir eylemdir” denilmiştir. Genel Kurmay’ın internet sitelerinde yer alan açıklamalar özetle şöyledir. “Yapılan adli soruşturmalarda kendilerine rütbeli şahıs görüntüsü veren veya kendilerini Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili, irtibatı olarak tanıtılan kişilerin yasadışı yollarla menfaat temin etmeye çalıştıkları görülmektedir” denilmiştir. Ayrıca bazı şahısların kendilerine sahte askeri kimlik kartı düzenledikleri tespit edilmiştir. Dolayısıyla bu bağlamdaki tüm bilgi ve belgelerin Türk Silahlı kuvvetlerini yıpratmaya yönelik olduğu, bir o kadarda ahlaksızlık olduğu ifade edilmiştir. Ne yazık ki, 15 Temmuz 2016’ya kadar bu uyarı ve ikazlara kulak tıkanmış ve göz yumulmuştur. Allah’tan dileğimiz yeni gafletlere ve ihanet odaklarına karşı uyanık olunmasıdır. Mesela 31 Mart muhtırasını önleyememiştir. Lider mutlaka şüpheci olmak zorundadır. Lider vasıflarından birisi şüpheci olmaktır. Bu manada Mustafa kemal Atatürk örnektir. İlahi adaletin huzurunda her şey ayan beyan görülecektir. Onun için para ve çıkar uğruna Allah’la, dinle kandırmaya çalışanlarla, özgürlük, demokrasi ve insan hakları deyip vatan satanlara dikkat gerektiğine inanıyorum.