SON DAKİKA
Hava Durumu

ENFLASYON VE PİYASA

Yazının Giriş Tarihi: 23.01.2022 12:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.01.2022 12:57
Kıymetli Okuyucularım
Halkın dilinde, hayat pahalılığı veya paranın değer kaybetmesi şeklinde ifade edilen enflasyon, paranın satın alma gücünün zayıflaması ya da piyasadaki malların fiyatlarının artması olarak anlaşılmaktadır. Aslında piyasadaki arz talep dengesinin bozulması, bütçe açığı şeklinde ifade edilen ve paranın değer kaybetmesi olarak da anlaşılan bir problemdir. Enflasyonun faizle de ilişkisi vardır. Sorgulanması gereken asıl konu,  bütçe açığı denilen ve de bilinen ve bilinmeyen birçok sebepten kaynaklanan iktisadi problemler incelenmek zorundadır. Borç ilişkilerinde açıklık ve dürüstlük şarttır. Enflasyon oranının yüksek olduğu dönemlerde ve toplumlarda vadeli para, vadeli satış, maaş, ücret ve mal fiyatlarının belirlenmesi gibi konular ciddi sıkıntılara ve çekişmelere sebep olmaktadır. Böylece faiz ve haksız kazanç yolları da açılmış olmaktadır. Üzülerek ifade etmem gerekir ki, ahlaki prensiplerde ihmale uğramıştır.

Kıymetli Okuyucularım
İslam dininde ‘zarar ve karşı zarar verme’ yasaklanmış ve zararın izale olacağı(karşılanacağı) ilkesi benimsenmiştir. (Mecelle Hukuku. Madde 19-madde 20, bununla alakalıdır. Bak. İsl. İlm. Cilt 2. Say. 432-433-434-435-436’ya kadar konu geniş olarak ele alınmış ve açıklanmıştır.)

Kıymetli Okuyucularım
Vade farkını faiz dışında mütala etmek, enflasyon farkını faiz saymamak, faizsiz banka modelini ön plana çıkarmak tamamen bireysel kalmakta, meseleyi çözmeye yetmemektedir. Bunların faiz sayılması ise hiç çözüm değildir. Çünkü bu sebeplerden dolayı iktisadi hayat cendere içine itilmiş ve daha zorlaşmış olacağından birçok örtülü faiz yolu kendiliğinden açılmış olacaktır. Daha sağlıklı bir yol, faiz meselesinin dinen haram olması itibariyle ‘’şeri’’ bir konu olarak ele alınması lazımdır. Bu bağlamda insanların sömürülmesine ve haksız kazanç elde etmesine yol açacak teşebbüslerden uzak durmak lazımdır. Konu ahlaki bir mesele olarak ele alınmalı, hukuk düzenini ve toplumsal hayatını yakından ilgilendirdiği için pozitif(müsbet)kanunlara göre ele alınmalıdır. Aslında, sağlıklı bir İslam toplumunda bu tür konular dini ve ahlaki yönüyle ferdi yasal düzenlemeler itibariyle de mevcut hukuk düzenini ilgilendirmektedir. İslam hukukçularının bu konudaki farklı görüşleri ve önerileri şahıslara yönelik bir fetva değildir. Kanunlaştırmaya(yasal düzenlemelere) katkı sağlayacak bir doktrin(öneri) olarak görülmektedir. Burada Hz. Ömer(r.a)’den nakledilen şu hadisi hatırlamak gerek. ‘’Ne zamana kaldık ki, eskiden hiçbirimiz kendisinin dirhem ve dinarının Müslüman kardeşinden daha layık olduğunu düşünmezdi. Şimdi ise dirhem ve dinar, her birimize Müslüman kardeşinden daha sevimli gelmeye başladı.’’ buyurmaktadır.

Kıymetli Okuyucularım
Konu; para, menfaat, çıkar ve rant olunca ‘’Harun görünerek, Garunlaşanların’’ sayılarının devamlı çoğaldığını görüyoruz. Yunus balığı gibi şişenlerle çiroz balığı gibi pişenlerin hesabı ilahi alemde görülecektir. Fetva cambazlarının ve rantiyecilerin bilmesi gereken çok şey var.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.