Fikrin, düşüncenin, ideallerin gümrüğü yoktur. Onları gümrüğe tabi tutmak isteyenler, kendilerini tanımayan, çok şey bildiklerini zanneden cahillerdir. Tokların ve toklardan meydana gelen, elit tabaka denilen bir grubun, açların ve açlardan meydana gelen kalabalıkları anlamaları mümkün değildir. Hayatla boğuşan, çile ve güçlüklerle mücadele eden nice insanlarımız vardır. Onlar adına konuşmak için, onların yaşadıklarını yaşamak, en azından hissetmek lazımdır. 83 milyon nüfusa sahip olan Türkiye’mizde milli gelirin yüzde kaçını kimlerin yediği malumdur. Bu malum kişilerin oturdukları lüks daireler, villalar, malikâneler, bindikleri lüks kadillaklar, verdikleri cazip ziyafetler, tükettikleri ve israf ettikleri enfes gıdalar, az veya çok bilinmektedir. Bunların sayıları sınırlıdır. Üç aşağı, beş yukarı manzaraya bakarsak 78, hatta 80 Milyon insan bu elit tabakaya hizmet etmektedir. Karşılığında ise karnını doyurmaktadır. Malum tabakanın evlatları bile askerliği parayla yapmaktadırlar. Onlar için, mübarek vatanımız adına nöbet tutmak bile kutsal değildir. Ekonomi deyince akıllarına gelen Euro, dolar, altın ve faizdir. Paranın kokusun aldıkları anda, sanayiden tarıma, oradan hayvancılığa, besiciliğe, ihracata, ithalata kadar aklınıza ne gelirse yaparlar. İşçinin, çiftçinin, memurun, emeklinin, esnafın karnını doyurmak için akıttığı alın teri onlar için kutsal değildir. Piyasa onların elindedir. Medya, basın, iletişim araçları, reklamlar onların emrindedir. Onların ev kirası, pazar derdi, elektrik, doğalgaz ödeme dertleri yoktur. Mukaddes dinimiz İslam’da, alın teri kurumadan çalışanın (İşçinin ) ücretini ödemek emredilmiştir. Alın terini, işçinin hakkını ödemeyenlerin kıyamet gününde yüce Allah’ımızı karşılarında bulacakları belirtilmiştir. Emeğin, alın terinin vaktinde ödenmemesi durumunda, kayba uğrayan zaman için tedbir alıp, çalışanın hakkını vermek tavsiye edilmiştir. Bakınız; İbn-i Mace, Buhari, Büyu bahsi. Ayrıca Diyanet takvimi 4 Aralık 1920 tarihli açıklama. Pazarın fiyatlarını bilmeyen, pirincin, mercimeğin, domatesin, nohudun ve diğer gıda ürünlerinin etiketlerinden habersiz olanların yaptıkları açıklamalar asla inandırıcı değildir. Temel gıda maddelerinden, doğalgaz, elektrik, su ve petrol ürünlerine yapılan, bir yıllık zamlara bakın. Bir de maaşlara yapılan zamları ele alın. Şüphesiz gülünç duruna düşersiniz. Kimse kimseyi aldatmasın ve kandırmasın. Birilerinin maaşına yapılan bir aylık zam, çalışan kesimin (İşçinin), emeklinin aldığı bir aylık maaşın çok üzerinde oluyor. Sonra da, sosyal devletten, sosyal adaletten, bahsediliyor. Büyüklerimizin sıkça kullandığı bir söz vardır; "Açlık sofuluğu (dindarlığı) bozdurur" derler. Şuanda ki manzara budur, iktidarıyla, muhalefetiyle bir araya gelip, kısır çekişmelerden uzaklaşarak çare yollarını bulmak lazım. Değilse milletimizin güveni, sarsılmakta ve kaybolmaktadır. Ben öyle düşünüyorum ve öyle görüyorum. Elbette düşüncenin ve fikrin gümrüğü (Cezası) yoktur...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
EKONOMİ NEREYE GİDİYOR KİM KİMİ KANDIRIYOR