SON DAKİKA
Hava Durumu

Ekonomi, israf ve toplum

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2022 16:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2022 16:57
Kıymetli okuyucularım,
Ben siyasetçi ve politikacı falan değilim. Emekli bir vatandaşım. İsrafın her çeşidinin haram olduğuna inanan bir Müslüman’ım. Türkiye’de yıllardan beri Bürokratik, politik ve siyasi tollarda yapılan israfları görüyoruz. Ancak bu israfların neden ve niçin yapıldığının hesabını soranları da görmedik. “Devlet malı deniz, yemeyen domuz” diye söylenen o çirkin sözü sağ olsun İsmail Türüt değiştirdi de “Devlet malı deni, olta atan atana” şeklinde düzeltti. Ne yazık ki devletin dolayısıyla milletin malına olta atanlar hiç eksilmedi. 1991 yılında denetim yapan bir başmüfettiş, müftülük misafirhanesinde kaldı. Kendisine “sayın müfettişim, çalışmalar nasıl gidiyor” diye soru yönelttim. Cevabı çok net açıktı. “Hocam teftiş anında tespit edemediğimiz tek şey, toprağa yapılan yatırımlar oluyor. Bir kurum vakıf olsun, dernek olsun, belediyeler olsun devamlı olarak yaz boz tahtası gibi kazıp kapatıp, tekrar kazıp tekrar kapatıyorsa bil ki çok rant peşinde koşuyor, çok yiyor. Sonra da kalemi eline alıp kaldırarak şunu bir baston kabul edin, neresinden tutarsanız tutun elinize pislik gelir, necaset bulaşır” demişti. Osmanlı’nın çöküşü israf yüzündendir. Mesela 1640’lara baktığımızda imparatorluğun gelirleri(arazi vergisi, haraç, gümrük, vasıta vergileri, Eflak’tan, Mısır’dan, Sırbistan’dan, Boğdan’dan) toplam olarak 167 milyon 610 bin franktır. Giderlere bakıldığında sultanın giderleri 17 milyon 259 bin frank. Sultanın kardeşleri ve yakınları 1 milyon 932 bin frank. Mimarlar 44 milyon 850 bin frank. Ordu 69 milyon, donanma 8 milyon 625 bin, dış işleri 2 milyon 399 bin, yol ve kaldırım 12 milyon 995 bin, vakıflar 12 milyon 995 bin franktır.(Not: “Yol ve kaldırım 2 milyon 300 bin franktır”). Toplam giderler 159 milyon 252 bin franktır. İşte Osmanlı’nın çöküşünün temelindeki unsur vahşi israftır. Cumhuriyet dönemine baktığımızda ise durum tam bir bataklıktır. Atatürk’ün vefatıyla başlayan aşırı israflar o günden bugüne devam etmektedir. Hala da devam ediyor. Bir Allah kulda ortaya çıkıp hesap sormuyor, ya da soramıyor. Milli ve manevi mesuliyetler gündemden çıkmış ya da çıkarılmış. Rahmetli babacığım(mekanı cennet olsun) fakir ve borçlu olmasına rağmen 1974 yılında gazilik maaşını istememiştir. Şu belediyelerin yaptıkları harcamalar, şu kiralanan lüks kadillaklar, şu Rabbena hep bana mantığı nasıl ve ne zaman değişecek diye hep bekliyorum. Şarlatan birisi şöyle dermiş. “Helal haram ver Allah’ım, garip kulun yer Allah’ım”. Şahsım adına ben asla hakkımı helal etmiyorum. Iksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyenler mutlaka hesabını vereceklerdir. Zerre kadar hayır, zerre kadar şer. Harun geçinip Karun gibi olanlar bunları hatırlamalıdırlar. Tabii kalben inanıyorlarsa.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.