Kıymetli okuyucularım.
Her şeyi belli bir ölçü ve mizan içinde yaratan evrende, kainat fabrikasında çeşitli görev ve vazifeleri de taksim etmiştir. Canlı ve cansız hiçbir varlık boş ve lüzumsuz yere yaratılmamıştır. Mesela bir yere konup ötmeye başlayan baykuşun sesi kimilerine göre bir felaketin habercisi olarak algılanır. Onun bakışları korkuya neden olur. Elbette bu algı yanlış ve batılı bir inançtır. Halbuki o baykuşun ekolojik denge açısından rüyada önemli görevleri vardır. O da ekolojik dengenin memurlarındandır. Evren (kainat) fabrikasında değişik şubelerde görev yapmaktadır. Nasıl mı? Birlikte bakalım. Baykuşlar beslenmek için yüzlerce zararlı en zehirli böcekleri tüketirler. Orta ve büyük boyda olanları ise farelerin çoğalmasını önlerler. Kuşların temel besini başta fareler olmak üzere kemirici türleridir. Bir baykuş ortalama 7 kemirici tüketir. Kuş sayısı azaldıkça fare ve zehirli böceklerin sayıları artacaktır.

Kıymetli okuyucularım.
Ekolojik dengeyi kainat fabrikasını bozan hiç kuşkusuz insanlardır. Uzmanlara göre canlıların tamamı (böcek, kuşlar, sürüngenler, yırtıcı ve evcil hayvanlar) ekolojik dengenin memurlarıdır. Yaradılış itibarıyla insan da buna dahildir. Ancak ahlak değerlerimiz, mesuliyet bilincimiz, sorumluluk anlayışımız ve yaradılış gayemizden uzaklaştıkça kainat fabrikasındaki görevlerimiz törpülenmiş ve yok edilmiştir. Kur'an'da birçok ayette insandan bahsedilir bir insan lüzumsuz, gayesiz, boş yere yaratılmadığı bildirilmiştir. Yani insanoğlu yemek içmek, şehevi arzu ve isteklerini tatmin etmek için yaratılmamıştır. Allah'a karşı sorumluluğu olduğu gibi çevresine, yaşadığı topluma, doğaya, kendisine ve canlılar alemine karşı da sorumluluğu vardır. Bu bağlamda çevre bilinci ve sorumluluğu da günümüzde ön plandadır. Rant musluğunda el yıkamaya, menfaat elde etmeye alışmış bir takım kişilerin ya da ülke sorumlularının verdiği demişler ve söyledikleri sloganlar inandırıcılığını yitirmiştir. Günümüzdeki çevre sorunları başka insanlar olmak üzere bütün canlıları ve doğal güzellikleri tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Toplanılan yeryüzü zirvesi de bir işe yaramamıştır. Doğanın tabiatın bozulması devamlı insan eliyle olmuştur ve olmaktadır. Orman yangınları, ağaç katliamları, tarım arazilerinin imara açılması, bilinçsiz tarım ilaçlarının kullanılması, betonlaşmalar, canlı türlerinin yok oluşları ve diğerleri. Bunların tamamı insan eliyle yetkili ve etkili kişiler tarafından yapılmakta ya da yapılmasına göz yumulmaktadır. Tek kelimeyle dengeyi bozan insandır. Kuran'da bu bağlamda insanı uyarmıştır. Çevreci bir yaklaşımla okunduğunda 'Çevre Suresi' olarak adlandırabileceğimiz Rahman Suresi'nin 7. ve 8. Ayetleri bu hususta gerekli mesajı vermektedir. Dengeyi tehlikeye atan insandır. Yuvarlak ve yoruma açık aldatıcı demeçlerden vazgeçip uygulamaya geçmek gerekmektedir. Demogojilerle, aldatıcı ifadelerle geçirilecek zaman yoktur. 1960'ları hatırlıyorum. Her fındık ocağında bir kaç tane kuş yuvası vardı. Şimdi bırakın ocağı, on dönümlük bir fındık bahçesinde bile kuş yuvasına rastlamak mümkün değil. İşin garibi tarımda da dışa bağımlı hale geldik. Hala uyanma ve irkilme, tedbir alma zamanı gelmedi mi?