Kıymetli Okuyucularım,

Sevgili Peygamberimiz, “Hayâ imandadır” buyurmuştur. İslam ahlakının özü hayadır. Haya kişiye hayır kazandırır. İnsanı yüce Allah’ın rızasına yönlendiren, toplumsal hayatımızdaki ilişikleri düzenleyen ilkeler vardır. Bu ilkelerin başında vicdan, merhamet, rahmet ve utanma duygusunu içinde barındıran şüphesiz hayâdır. Hayâ kişinin mahremiyet sınırlarını bilemesini sağlayan ve onu hayra, güzelliğe, doğruluğa yönelten fıtri bir duygudur. Allah’ın sevip hoşlandığı bu üstün meziyet, üstün özellik imanın süsü olup insanın mayasında var olan temel bir vasıftır. Müminleri, Müslümanları günahtan kötülükten koruyan etkili bir kavramdır. Yani en etkili kalkandır. Burada bir hususu tespit etmek lazımdır. İslam dini insanın özünde var olan duyguları Allah tealinin belirlediği ilkeler doğrultusunda iyi ve güzele yönlendirmeyi hedefler insanın fena ve çirkin olan söz ve işlerden sakınması kötülükleri terk edip iyiliklere sarılması için evrensel cihan şümul ilkeler getiren İslam dini hayâ ve edep duygusunu ön plana atmıştır.

Kıymetli Okuyucularım,

Atalarımız edepsiz, hayâsız, utanmaz, ar ve namus bilmez diye tarif ettiği tiplerde görülen çirkinlikler ve utanmazlıklar hepimizce bilinmektedir. Bakınız Sevgili Peygamberimiz, “Allah katında arkadaşlarına en iyisi, arkadaşına karşı hayırlı davranandır. Allah katında komşunun en iyisi, en hayırlısı ise komşusuna karşı hayırlı davranandır” buyurmaktadır.  Ayrı bir mesajda şüphesiz Yüce Rabbimiz hayâ sahibi ve cömerttir. Kulu dua etmek için ona ellerini kaldırdığı zaman o elleri boş çevirmekten hayâ eder” buyrulmaktadır. İnsanoğlu özellikle iman inanç sahibi Müslüman adam arzularının, tutku ve isteklerinin, müspet aklın ve imanın kontrolünde tutarak Allah’ın ve insanların yanında kendisini küçük düşürecek davranışlardan sakınmasını sağlayan ve bir erdem olan hayâ ve iffet kavramını ön plana almalıdır. Kuran’ı Kerim’de hayâ ve iffet kişinin şahsiyet ve onurunu korumak için yorumlanan nice mesajlar vardır. İnsanın kendisine ait olmayan bir mala el uzatması edepsizlik ve hayâsızlıktır. Ahlak bilginleri, ilim adamları, peygamberler silsilesine göre ister midenin istekleri, ister cinsel istekler olsun her çeşit nefsanî arzulara aşırı düşkünlük insanı bir bakıma hayvanlaştırır. Yani hayvanlar gibi tutkularını dizginlemekten ve kontrol altına almaktan mahrum olup uzaklaşır. Günümüzdeki moda tuzakları, çıplaklık düşkünlükleri, hırsızlıklar ve çirkin sözler hayâ ve edebin, iffetin sabote edildiğini açık örneğidir. Bununda tek sebebi paraperestliktir.