SON DAKİKA
Hava Durumu

Düşman uyumaz

Yazının Giriş Tarihi: 22.11.2022 17:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.11.2022 17:49
Kıymetli okuyucularım, ister fertler arası ister ülkeler arası olsun. Herkesin kendisine göre bir düşmanlık nedeni vardır. Avrupalıların ve Batılıların açık ve kapalı Türk Milleti’ne olan düşmanlıkları ise Osmanlı’nın çöküşü ile sahip oldukları toprakları Atatürk’ün yaktığı bağımsızlık ateşiyle ve örnek mücadelesiyle İslam ülkelerine örnek oluşu ve topraklarına sahip çıkmalarıyla Avrupa ve Batı alemi Türk Milleti’ne karşı nefret duymaya başlamıştır. Bu nefret beraberinde İslam düşmanlığını getirmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli hususun Arap kültür ve gelenekleri İslam’danmış gibi gösterilmesi planıdır. Emperyalizme karşı en güçlü silah olan Müslüman Türk milliyetçiliği İslam karşıtı gösterilerek sahnelenen oyunlar bir çırpıda tesirini göstermiş ve Arap alemi ile Türk Milleti arasında kopmalar ve çatışmalar başlamıştır.

Kıymetli okuyucularım, dönen ve döndürülen entrikalar hem Arap aleminden hem de Türkiye’deki bazı sivil ve askeri yöneticiler tarafından tatbik edilmeye başlanmıştır. Mesela Irak’ta bir Türk firmasında çalışan işçiler yattıkları barakalara Türk Bayrağı astıkları için bir gece odalarından alınmış günlerce işkence görmüşlerdir. Türk Bayrakları yırtılmıştır. Konuyla alakalı merhum Süleyman Demirel’e onlarca telgraflar çekilmiştir. İşkence gören işçiler Türkiye’ye döndüklerinde saatlerce ayaklarından asılı kaldıklarını muhtelif yerlerine elektrik verildiğini hatta tecavüze zorlandıklarını ağlayarak anlatmışlardır. Bunlardan birisi de benim yeğenim rahmetli Adem Kılıç’tır. Amerika sevdalısı Saddam Hüseyin olup bitenleri normal karşılamıştır. Aynı şekilde Türkiye’de 12 Eylül 1980 darbesi yapıldığında Amerikalı yetkililer bizim çocuklar başardı demek küstahlığını göstermişlerdir. Ülkemizde kardeş kavgaları hızla devam ederken, toplu kıyımlar yapılırken ve neredeyse ülkenin 3’te 2’si sıkıyönetimle idare edilirken terör durmamıştır. 1980 darbesi ile bir anda durmuştur. Suçlu suçsuz demeden kaldıkları ev ve yurtlardan alınan gençler gayri insani muamelelerle suç itirafına zorlanmışlardır. Hiç utanmadan denge politikası denilerek vatan sevdalısı gençlerle vatana ihanet edenler aynı kefeye konulmuştur. Pek tabii bunlar devam ederken her nasılsa yeşil kuşak isimli gençlik daha sonra kullanılmak üzere devreye konulmuştur.

Kıymetli okuyucularım, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra yakalama emri olan Fethullah Gülen bırakılan yakalanmayı faaliyetlerini hızlandırmıştır. Darbe ile birlikte siyasi mekanizma durmuş. Generaller işe el koymuştur. Ancak Yeşil Kuşak denilen sonradan Altın Nesil diye lanse edilenler birilerinin himayesinde ülkenin ve devletin başına bela kesilmişlerdir. Acaba ders alındı mı sormak lazım. “Besle kargayı oysun gözünü” mantığından kurtulalım diyorum.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.