Sağır eden ve çıldırtan sesleri duymayanlara Hz. Ali’nin (R.A) şu sözünü hatırlatmak istedim. Allah Resulünün damadı olanı, Fatıma Annemizin eşi ve üçüncü Halife Hz. Ali buyuruyor ki “Dünyadaki en sağır edici ses, acı çeken mazlumların suskunluğudur.” Rahmetli Alparslan Türkeş de diyor ki; “Ben Türk Milletini sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvete ve hile ile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, Allah’tan mahrum bir hürriyete, tefeciliğe, kara borsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum. Türklük şuur ve gururuna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe kısacası hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum. Türk Milleti’ni yalnız kendi yazdığınız kitabı okumaya, kendi söylediklerinizi dinlemeye çağırmayınız. Sizde onun (milletin)  söylediklerini dinlemeye, onun okuduğu kitabı okumaya, onu tanımaya, onu anlamaya koşunuz.” (Dava sayfa 251-254)
Günümüzde “Susanların sağır eden sesleri” çoğalmıştır. Allah Resulünün toplum olarak kaygısız ve üzüntüsüz yaşamak için “Açları doyurun, hastaları ziyaret edin, esirleri hürriyete kavuşturun” buyurduğu çok iyi bilinmektedir.  Bilge Kağan’ın, “Aç milleti tok kılmak, zaferdir” dediği, Orhun Abideleri’nde mevcuttur. Ekonominin, sosyal adaletsizliğin toplumdaki yerini ve değerini ihmal eden her siyasi ve politik anlayış mutlaka başarısızlığa uğrar. “Gerçeklere değil de kelimelere vurgun olanları tarih kaydetmiştir. Onun için yüce Rabbimiz “Ey İnananlar, ey müminler (ey Müslüman geçinenler) yapmadıklarınızı niçin söylüyorsunuz?” buyurarak bizleri uyarmaktadır.  Dünyada milyonlarca aç ve yoksul insan yığınları vardır. Çığlıkları duyulmayan nice garibanlar vardır. Bunların ahı, bunların feryadı figanı acaba birilerini rahatsız etmiyor mu? “İdare ettiklerinizden mesulsünüz” anlamına gelen, “Hepiniz çobansınız, güttüğünüz sürüden mesulsünüz” Peygamber sözü sizleri rahatsız etmiyor mu? Artık sloganlara, propagandalara takılmanın zamanı bitmiştir.  Gerçeklerle yüzleşmenin zamanı gelmiştir. Evine ayda 1500 lira, 2 bin lira giren, hatta 3 bin lira giren bir ailenin durumunu düşünün. Ev kirası, su, doğalgaz, elektrik, eğitim, ulaşım, gıda masraflarını hesap edin. Ondan sonra konuşun. Ekranlara taşınan yemek programları sizi aldatmasın. “Toklar açların halinden anlamazlar” diyen atalarımızın ruhları şad olsun.