SON DAKİKA
Hava Durumu

Dünyada Anayasa ve hukuk buhranı

Yazının Giriş Tarihi: 16.07.2018 21:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.07.2018 21:41
Dünyamızdaki bütün milletler ve insanlık âlemi “değişmez, yüce prensiplere sahip, mukaddes ve cihanşümul bir anayasa aramaktadır.” Öyle bir anayasa ki, “İnsanları Allahtan başkasına kul etmesin.” Ona ebedi saadetin kapılarını açsın. Milletleri inkâr etmeden, kardeş yapsın, ebedi saadetin kapılarını açsın. Milletleri inkâr etmeden, kardeş yapsın,  hak ve hakikate hizmet etme yarışına barış içinde katılmaya davet etsin, insanlar tok ve hür, milletler şahsiyetlerini koruyarak, insanlık ailesinin şerefli birer üyesi olsun. İdarecilik bir imtiyaz değil, ateşten ailesinin şerefli birer üyesi olsun, idarecilik bir imtiyaz değil, ateşten gömlek olsun. Anayasa, bir millet ve devlet için, kanunlara ve uygulamalara temel teşkil eden toplumun sosyal, kültürel, ekonomik, politik bütün ihtiyaçlarına cevap veren, tüm vicdanlarda kabul gören, milli ve mukaddes değerlerle tam bir ahenk içinde bulunan, istikrar ve dinamizmin dengesi üzerine kurulan, milli özellik taşımasına rağmen, “cihanşümul” bir karaktere sahip olan, zamana dayanıklı prensipler içeren tavizsiz, fakat esnek hükümlerle bulunduğu ortama kolayca intibak eden bir hukuk belgesi olmak zorundadır. Sosyal anlamda anayasa “milli vicdana hakim olan mukaddes değerlerdir.” Anayasa bu hüviyette değilse, onun ihlal edilmesi milli vicdanlarda kaygı uyandırmaz. Hele anayasa adına, milli ve mukaddes değerlere aykırı düşen ve yabancı kalan bir belgeyi, zorla veya hile ile millete ve devlete hâkim kılmaya kalkışırsanız, yalnız ülkenizi anarşinin kucağına atmakla kalmazsınız, daha vahimi, milletinizin hukuk fikrini ve hukuka saygı şuurunu yıkarsınız. Tarihe baktığımızda, siyasi kadroların milli ve mukaddes değerlere saygı duyduğu, hak ve hukuk prensiplerine gönülden inandığı ve özellikle haklı gibi kendilerini de bu prensipler içinde hareket etmeye mecbur hissettiği mesut dönemler yaşanmıştır. Türk ve İslam tarihinde, bunun şanlı örnekleri pek çoktur. Yüce Halife Hz. Ömer gibi yüce hakan Fatih Sultan Mehmet Han'ı adalet önünde halkı ile beraber ayakta tutan hukuk prensiplerine saygı şuuru, milletlere ancak hayat getirir. Üzüntüyle belirtelim ki bugün yeryüzünde bulunan birçok anayasa adeta göstermeliktir. Bakınız Ahmet Arvasi: Türk İslam ülküsü sayfa 279. Şimdi sonuca bakacak olursak “İmanın yerini şüphenin, sağlam vicdanların yerini felsefi ideolojilerin, anayasaya inanmış kadroların yerini parti programlarına göre şartlandırılmış kimselerin alması ne kadar vahim ve düşündürücüdür. Anlaşılıyor ki bütün insanlık için bir anayasa, bir nizam buhranı vardır. Dünyadaki mevcut anayasaların tamamı göstermeliktir. İnsan hakları evrensel beyannamesi buna dâhildir. Sözde anayasalar mevcut ve kişisel olan çıkarcı rejimleri gizleyen bir paravana vazifesi görmektedir. Bakınız M. Duverger. Siyasi Rejimler, sayfa 8.
 Özellikle günümüzde metin ile ruh, hukuk ile tatbikat tamamen farklıdır. Bunun en açık örneği İsrail, Filistin olayıdır. İçimizde ise FETÖ ve Adnan Oktar ihanetlerinin ve daha nice ihanet planlarının varlığıdır. Mal varlıklarını, gayrimenkulleri kişilerin üzerine tapulayanlar da yine malum zevatlardır. Bir takım zibidilerin utanmadan tenkit ettiği samimi devlet adamlarımızda bu alçaklıklara rastlamak mümkün değildir. Hırsızlığa kılıf olan bu sözde vakıfları devletimiz mutlaka sorgulamalıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.