Kıymetli okuyucularım.
16 Ekim tarihi “Dünya Gıda Günü” olarak ilan edilmiştir. İnsanların gıdaya olan ihtiyaçları devamlı artmaktadır. Cumhuriyet’imizin kurulduğu yıllarda 10 ya da 12 milyon olan nüfusumuzun sayısı bugün 85 milyona ulaşmıştır. Sığınmacılar, düzensiz göçler, kaçak girişlerle bu sayı 95 milyona yaklaşmaktadır. Gelen ve gelecek olan turistler buna dahil değildir. Halbuki ekonomiyi etkileyen en önemli sebep nüfus sektörüdür. Bu bağlamda gıda paradan önemlidir. Atalarımız’ın sıkça kullandığı bir deyim vardır. “Aç maymun oynamaz” derler. Açlığın giderilmesi gıda ile olur. Gıda yoksa ne kağıt paralar ne de madeni paralar ve altınlar karın doyurmaz. Arz ve talep prensipleri gıda ürünlerinde ve onların fiyat tespitlerinde önemli rol oynamaktadır. Hırs ve menfaat düşkünleri, çıkarcı ve ekoist çevreler, gıda ve ona olan ihtiyacı istismar etseler bile onların bu çirkin davranışları sonucu değiştirmez. Kıymetli okuyucularım. İnsanların şiddetle ve acil olarak ihtiyaç duyduğu tüketim maddelerini, gıda ürünlerini yeterli miktarda temin etmesi zorunludur. Aksi halde toplumlarda sosyal buhranlar meydana gelir. Stokçuluk, karaborsa ve hırsızlık gibi çirkin ve ahlaksız işler çoğalır. Üretilmiş mallar bile vicdansızlıklar tarafından stoklanmıştır. Haksız kazanç peşinde koşan haram tiryakileri boy göstermeye başlar. İnsanlar incinir ve istenmeyen kirli hadiseler fitillenmiş olur. Bununla birlikte ahlaki değerler bozulur, yasaklara karşı ilgi artar. Bu da birilerinin işine gelir. Şimdi İmam- ı Gazali’nin bir hatırasına bakalım. “Edepli bir tüccar yardımcısını yiyecek satmak için Basraya gönderir. Adam Basra’da fiyatları çok ucuz buldu ve bir hafta bekledi. Sonra yüksek fiyattan sattı. Dönüşte durumu efendisine anlattı. Aldığı cevap şöyle oldu. “Din ve toplumun selameti için az kazanca biz kanaat ederdik. Senin fazla kazanca karşılık bizim dinimizi vermen(satman) yakışmaz. Yaptığın  büyük bir cinayettir. Buna keffaret olarak elindeki paranın hepsini sadaka ver. Yine de yaptığın işin kötülüğünden kurtulmuş olmayacağız” dedi. Kıymetli okuyucularım. Sloganlar, demeçler, demogojik sözler ve hamasi nutuklar neticeyi değiştirmiyor. Dünyada milyonlarca insan(yaşlı, kadın, çocuk) açlıktan ölürken, bir deri bir kemik sineklerin yemi haline gelriken, nutuklar sahta szöler ne işe yarar. Ekranlara taşınan lüks yemek programları, yemek yarışmaları neyi değiştirir ki? Gıda günü vicdanlarda olmalı, gönüllere inmeli. Başta yöneticiler israf muslukları kapatılmalı ya da kısılmalıdır. Bir tarafta vahşi kapitalizm öbür tarafta inançları istirsmar ederek aldatanlar. Dinimizi dahi pazarlamayaçalıştıklarının farkındalar mı? Trükiye’de gündeme gelen haberlere konu olan yolsuzluklar, soygunlar, hırsızlıklar ve bunların hesaplarının sorulmaması vicdanlarımızı sızlatmaktadır. Gıda eşkiyaları, gıda teröristleri de buna dahildir.