SON DAKİKA
Hava Durumu

Dünya Barış Günü, öyle mi?

Yazının Giriş Tarihi: 02.09.2022 17:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.09.2022 17:05
Kıymetli okuyucularım.
1939 yılında “Almanya’nın Hollanda’yı işgal etmesi neticesinde” ilgili tarih Dünya Barış Günü olarak kabul edilmiştir. 1981 tarihinde ise Birleşmiş Milletler tarafından 1 Eylül tarihi her yıl dünya Barış Günü olarak kutlanmaya başlamıştır. Konuya geçmeden önce “Barış kavramı üzerinde durmak istiyorum. Barış kelimesini her insan sever. Barış, dostluk, güvenlik ve emniyet içinde yaşamaktır. Problemlerin çatışmasızı, savaşsız çözülmesi demektir. Elbette böyle bir ortamı herkes ister. Ancak “Barış maskesi altında nice korkunç savaşlar, sözde ve gösterişte adil çözümler maskesi ve paravanası altında nice zulümler ve işkenceler, hatta toplu cinayetler tezgahlandığını hepimiz biliyor ve görüyoruz. Merhum S. Ahmet Arvasi hocamızın tabiriyle Şerefli Barışlar Kadar Şerefsiz Barışlarda Mevcuttur”. Bak. Türk İslam Ülküsü. Cilt 2-Say’365. Kıymetli okuyucularım. Gülünç bir o kadar acıklı sözde barışlar vardır. Taraflardan birisi hakim(güçlü, kuvvetli ve zalim’dir). Diğeri mahkum(güçsüz, kuvvetsiz ve mazlum’dur). Birisi, sevinç kahkahaları atar, diğeri gözyaşı akıtır. Buna barış demek mümkün mü? Zalimleri haklı ilan eden, masum ve mazlumları haksız ilan eden bir paçavraya alış tutmak barış demek imkanı var mı? Kara ve kızıl emperyalizmi ve de kapitalizmin kontrolü ve denetimi altında yapılan, sözde barışlar böyledir. Barış her türlü baskının, zulmün ve maddi manevi değerlere, inançlara, mukaddes prensiplere saygının ön plana çıkarıldığı kutsal bir kavramdır. Barış, adalet prensiplerine bağlı kalarak mazlum ve masumların haklarını iade etmektir. Ayrıca zalim ve gaddarların, haksızların cezalandırılması demektir. Sömürgeciliğin bitmesi insanların hür ve tok yaşamaları için gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Kıymetli okuyucularım. Barış kelimesinin temiz manasını kirletenlerin tavırları bellidir. Onlar, vatanları bölüp parçalamaktan, bayrakları indirmekten haz alan, insanları kendi vatanlarında esir eden milli iradelere ambargo koyan insanlardır. Barış hukuku diyerek, dünyayı aldatmaktadırlar. O katliamlara sessiz kalan şakşakçı hödükler ve laf ebeliği ile vaziyeti idare eden dilli düdükler de buna dahildir. Doğu Türkistan ve Batı Türkistan’ı unutturmak isteyenler de bilinmelidir. Sahtekarların iki yüzlü zalimlerin dilinde ise kuşkusuz bir çığlıktır. Savaş yerine barış planlarıyla dünyayı aldatanlar İslam alemini de bu bağlamda aldatmış ve kullanmışlardır. İşte barış gönüllüsü ve barış havarisi kesilen sahtekarların asıl görevleri savaşa zemin hazırlamaktır. Rusya ve Ukrayna bunun açık örneğidir. Müslüman Türk Milleti, şerefli barışlarda, şerefli savaşlarda alkışlayan bir millettir. Açık örneği Kurtuluş Savaşıdır.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.