Kıymetli Okuyucularım
Sorumluluk bilinci herkesi ilgilendirmektedir. Sloganlar, demeçler, siyasi nutuklar ve doğal çevre edebiyatı yapanlar inandırıcılıklarını yitiren gerçek suçlulardır. Dünyamızı ve insanlığı tehdit eden en büyük tehlikenin iklim değişikliği olduğunu söyleyenlerin söz ve mantık edebiyatı yapmaktan başka bir işe yaramadıkları ortadadır. Çevre sorunları ise başta insan olmak üzere bütün canlı türlerini, doğal güzellikleri tehdit eden bir boyut kazanmıştır. Elbette bu tehlikenin farkına varan bilim adamları vardır. Ancak onların uyarı ve endişelerini dikkate alan ya da dikkate alması gerekenler susmaktadırlar. Smokinli beyler, dünya liderleri denilen kişiler ciddi manada konuya eğilmekten uzak durmaktalar. Birisi ortaya çıkıp da ‘’Ey gaflet içinde bocalayan, ey aldanan ve aldatılan insanlık, biz dengeyi koruyamadık, koruma yerine bozduk. Allah’ın biz her şeyi bir ölçü ile yarattık ve bunu bir defaya mahsus olarak yaptık uyarısına ihanet ettik’’ demediler. ‘’Yeri yaydık ve içerisine kazıklar attık ve yeryüzünde hikmet terazisiyle tartılmış her ölçülü şeyden yarattık.’’ diye buyuran Rabbimiz’in uyarısını görmezden geldiler. Deme cesaretini gösteremediler. Yine ‘’Size belli bir ölçüde verdiğimiz nimetleri idareli kullanın. Çünkü her ne kadar bizim katımızda bunlar depolanmış ise de sizin böyle bir deponuz yok.’’ mesajı görmezden gelindi. Bak. Kamer Sur. Ay. 49-50. Hicr Sur. Ay. 19-21.
Kıymetli Okuyucularım
Zehirli gazlar, yangınlar, hava ve sularımızı kirletenler, toprak kaymaları, sel ve su baskınları, tsunami ve hortumlar, insanlık için mutlak uyarıdır. Kuran’da yaklaşık 50 yerde geçen şu ifadeler sanki unutuldu. Helak, kıtlık, masiyet, katl(öldürme), harap olma, harap etme, küfür, malı haksız yere almak gibi anlamlara gelen ‘’fesad’’ kelimesi üzerinde düşünmek lazım. İnsanlık dahil neler bozuldu, neler kirlendi? Kimse düşünmüyor. Maddi kirlenmenin yanında evrensel ahlak da bozulmuştur. Manevi kirlenme tavan yapmıştır. Vicdanlar kararmıştır. Doğal güzellikler ve çevreyle beraber insanlık da tahrip edilmiştir. Suçlular, hesap vermesi gerekenler hala pusuda beklemektedirler. Emperyalizmin ve kapitalizmin yatakçıları insanlığı oyalamaya devam ediyorlar. Sanki başka bir alem arayışı içindeler. Bilmeyenler de sanıyorlar ki ölüme çare bulacaklar. Hani derler ya ‘ kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş’ diye. Tıpkı bunun gibi bir şey. İlim çağı mı, film çağı mı belli değil. Bir virüse bile çare bulamayan, her gün binlerce insanın ölümüne seyirci kalanların insanlığa verecekleri hiçbir şeyleri yoktur. Sermayeleri; laf ebeliği, inandırıcı olmayan sahte sloganlar, ve yalan demeçlerdir. İnsanın haykırası geliyor. ‘’Ey palavracılar, boşverin uzayı falan. Atın bir bomba da öldürün şu virüsleri’’.
Kıymetli Okuyucularım
Dertleri para, makam, mevki ve şöhret olanların, insanlığa verecekleri hiçbir şeyleri yoktur. Amerikasıymış, Rusyasıymış, Çiniymiş ya da başka bloklarmış. Hepsi de fasa fiso. Zaman, uyanma zamanı.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
DOĞAL ÇEVRE EDEBİYATI YAPANLAR VE SUÇLULAR
Sorumluluk bilinci herkesi ilgilendirmektedir. Sloganlar, demeçler, siyasi nutuklar ve doğal çevre edebiyatı yapanlar inandırıcılıklarını yitiren gerçek suçlulardır. Dünyamızı ve insanlığı tehdit eden en büyük tehlikenin iklim değişikliği olduğunu söyleyenlerin söz ve mantık edebiyatı yapmaktan başka bir işe yaramadıkları ortadadır. Çevre sorunları ise başta insan olmak üzere bütün canlı türlerini, doğal güzellikleri tehdit eden bir boyut kazanmıştır. Elbette bu tehlikenin farkına varan bilim adamları vardır. Ancak onların uyarı ve endişelerini dikkate alan ya da dikkate alması gerekenler susmaktadırlar. Smokinli beyler, dünya liderleri denilen kişiler ciddi manada konuya eğilmekten uzak durmaktalar. Birisi ortaya çıkıp da ‘’Ey gaflet içinde bocalayan, ey aldanan ve aldatılan insanlık, biz dengeyi koruyamadık, koruma yerine bozduk. Allah’ın biz her şeyi bir ölçü ile yarattık ve bunu bir defaya mahsus olarak yaptık uyarısına ihanet ettik’’ demediler. ‘’Yeri yaydık ve içerisine kazıklar attık ve yeryüzünde hikmet terazisiyle tartılmış her ölçülü şeyden yarattık.’’ diye buyuran Rabbimiz’in uyarısını görmezden geldiler. Deme cesaretini gösteremediler. Yine ‘’Size belli bir ölçüde verdiğimiz nimetleri idareli kullanın. Çünkü her ne kadar bizim katımızda bunlar depolanmış ise de sizin böyle bir deponuz yok.’’ mesajı görmezden gelindi. Bak. Kamer Sur. Ay. 49-50. Hicr Sur. Ay. 19-21.
Kıymetli Okuyucularım
Zehirli gazlar, yangınlar, hava ve sularımızı kirletenler, toprak kaymaları, sel ve su baskınları, tsunami ve hortumlar, insanlık için mutlak uyarıdır. Kuran’da yaklaşık 50 yerde geçen şu ifadeler sanki unutuldu. Helak, kıtlık, masiyet, katl(öldürme), harap olma, harap etme, küfür, malı haksız yere almak gibi anlamlara gelen ‘’fesad’’ kelimesi üzerinde düşünmek lazım. İnsanlık dahil neler bozuldu, neler kirlendi? Kimse düşünmüyor. Maddi kirlenmenin yanında evrensel ahlak da bozulmuştur. Manevi kirlenme tavan yapmıştır. Vicdanlar kararmıştır. Doğal güzellikler ve çevreyle beraber insanlık da tahrip edilmiştir. Suçlular, hesap vermesi gerekenler hala pusuda beklemektedirler. Emperyalizmin ve kapitalizmin yatakçıları insanlığı oyalamaya devam ediyorlar. Sanki başka bir alem arayışı içindeler. Bilmeyenler de sanıyorlar ki ölüme çare bulacaklar. Hani derler ya ‘ kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş’ diye. Tıpkı bunun gibi bir şey. İlim çağı mı, film çağı mı belli değil. Bir virüse bile çare bulamayan, her gün binlerce insanın ölümüne seyirci kalanların insanlığa verecekleri hiçbir şeyleri yoktur. Sermayeleri; laf ebeliği, inandırıcı olmayan sahte sloganlar, ve yalan demeçlerdir. İnsanın haykırası geliyor. ‘’Ey palavracılar, boşverin uzayı falan. Atın bir bomba da öldürün şu virüsleri’’.
Kıymetli Okuyucularım
Dertleri para, makam, mevki ve şöhret olanların, insanlığa verecekleri hiçbir şeyleri yoktur. Amerikasıymış, Rusyasıymış, Çiniymiş ya da başka bloklarmış. Hepsi de fasa fiso. Zaman, uyanma zamanı.