Yaşadığımız şu doğal afetlerin sebebi kimler diye sormak zorundayız. Mesela, rögarlar niçin taşıyor, neden atık sular dışarı fışkırıyor? Tıkanıklığın sebebi kimlerdir? Su baskınları taşkınlar neden oluyor? Suçlu sadece belediyeler midir? Hala betonlaşmak için açılan kredi muslukları kimlerin işine yarıyor? Ormanlarımızın, denizlerimizin çöp yığını haline gelmesinin sebebi nedir?
Kudsi hadislere baktığımızda şu uyarı gayet açıktır; “Süt emen masum yavrular olmasaydı. Allah deyince titreyen kalpler olmasaydı. İhtiyar haliyle secdeye ve rükuya varan piri faniler olmasaydı. Sizin üzerinize durmadan bela yağardı.” buyrulmaktadır. Şimdilerde süt emen masum yavrular kapitalist, dünya perest, küresel katiller tarafından öldürülmektedir. Ot yayılan dilsiz hayvanlar ölümlere terk edilmekte ve çıkar için kullanılmaktadır. Allah deyince titreyen kalpler azalmış. Allah diyerek aldatanlar çoğalmıştır. İhtiyar ve yaşlılarımız huzurevine terk edilmiş, evlatları tarafından dışlanmıştır. Tedbir denilen bir takım çalışmalar ise sloganlardan öteye geçememiştir. Nice canlılar vahşice yakılmıştır. Para uğruna insanlar bile pazarlanmaya başlamıştır. Piyonların sayıları artmıştır. Taşan rögarların içine çöp, çuval atanlar, pet şişeler dolduranlar, naylon torbalar tıkayanlar acaba vicdanen rahatlar mı diye sormak zorundayız.
Bu çirkin eylemleri yapanlara kocaman bir yuh çekmekten başka elimizden hiç bir şey gelmiyor. İnandığımız gerçek ise tahrip edilen doğanın mutlak şekilde intikamını aldığıdır. Zarar görenler genelde milletimizdir. Cafcaflı makamlarla hala insanlarımız aldatılmaktadır.
Ovalarımız, tarım alanlarımız, meralarımız perişan edilmektedir. İmara açılan bölgeler rant musluğunda el yıkamaya alışmış olan bir takım çıkarcıların elinde paylaşılmaktadır. Garibanların boğulduğu bodrum katlarının mimarları ve mühendisleri acaba rahat uyuyabiliyorlar mı? Bunları nasıl pazarladılar ve nasıl sattılar? Devamlı olarak para için insan hayatını hiçe sayan ruhsuzların varlığı gündemdedir. Suçlular toplum olarak bizleriz. Otokontrol denilen toplum tepkisi her zaman geçerli olmuştur.
Neme lazım, banane diyen bir anlayış insanla bağdaşmaz. Bu itibarla kötülüklerin anahtarı, haksızlığa duyulan tepkilerdir. Allah ikiyüzlü, dilsiz şeytanların şerrinden korusun. Amin amin...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
DOĞAL AFETLER VE SUÇLULAR
Kudsi hadislere baktığımızda şu uyarı gayet açıktır; “Süt emen masum yavrular olmasaydı. Allah deyince titreyen kalpler olmasaydı. İhtiyar haliyle secdeye ve rükuya varan piri faniler olmasaydı. Sizin üzerinize durmadan bela yağardı.” buyrulmaktadır. Şimdilerde süt emen masum yavrular kapitalist, dünya perest, küresel katiller tarafından öldürülmektedir. Ot yayılan dilsiz hayvanlar ölümlere terk edilmekte ve çıkar için kullanılmaktadır. Allah deyince titreyen kalpler azalmış. Allah diyerek aldatanlar çoğalmıştır. İhtiyar ve yaşlılarımız huzurevine terk edilmiş, evlatları tarafından dışlanmıştır. Tedbir denilen bir takım çalışmalar ise sloganlardan öteye geçememiştir. Nice canlılar vahşice yakılmıştır. Para uğruna insanlar bile pazarlanmaya başlamıştır. Piyonların sayıları artmıştır. Taşan rögarların içine çöp, çuval atanlar, pet şişeler dolduranlar, naylon torbalar tıkayanlar acaba vicdanen rahatlar mı diye sormak zorundayız. Bu çirkin eylemleri yapanlara kocaman bir yuh çekmekten başka elimizden hiç bir şey gelmiyor. İnandığımız gerçek ise tahrip edilen doğanın mutlak şekilde intikamını aldığıdır. Zarar görenler genelde milletimizdir. Cafcaflı makamlarla hala insanlarımız aldatılmaktadır.
Ovalarımız, tarım alanlarımız, meralarımız perişan edilmektedir. İmara açılan bölgeler rant musluğunda el yıkamaya alışmış olan bir takım çıkarcıların elinde paylaşılmaktadır. Garibanların boğulduğu bodrum katlarının mimarları ve mühendisleri acaba rahat uyuyabiliyorlar mı? Bunları nasıl pazarladılar ve nasıl sattılar? Devamlı olarak para için insan hayatını hiçe sayan ruhsuzların varlığı gündemdedir. Suçlular toplum olarak bizleriz. Otokontrol denilen toplum tepkisi her zaman geçerli olmuştur.
Neme lazım, banane diyen bir anlayış insanla bağdaşmaz. Bu itibarla kötülüklerin anahtarı, haksızlığa duyulan tepkilerdir. Allah ikiyüzlü, dilsiz şeytanların şerrinden korusun. Amin amin...