Yaktılar, yıktılar, tıraşlama kesimler yaptılar. Hazine arazilerini işgal ettiler. Sahillerimiz yağmalandı. Ormanlarla birlikte binlerce canlı türü yok edildi. Sonra yakılan o güzel ormanların arazileri imara açıldı. Yüzlerce beton yığını üst üste yükseldi. Yeşil alanlar inşaat alanı oldu. Torpilli sanayicilerin sahip oldukları fabrikaların zehirli atıkları derelere, akarsulara döküldü. Milyonlarca balık ve canlı türü öldürüldü. Çöp dağları, denizleri, gölleri perişan etti. Neticede hava kirliliği, iklim değişikliği dünyamızı korkunç doğal afetlerin harmanı yaptı. Ülke olarak Türkiye’miz de bundan en ağır şekilde payını aldı. Hala akıllanmıyor, anızları yakıyoruz. Hala zehirli ilaç artıkları taşıyan depoları tatlı sularımızın aktığı derelerde yıkıyoruz. Sonra da kendimizi insan, adam zannediyoruz. ‘’Nerede insanlık, nerede adamlık?’’ diye kimse soramaz. Aslında bunlar dünyamızın iki ayaklı ruhsuz canlı türleri. Fiziki yapıları insan ancak ruhları yok. Onun için ruhsuz diyorum çünkü can ve ruh ayrı özellikler taşırlar. Mevlana bunun adını ruhu Meleki koymuştur. Aslına bakarsanız mülkün sahibi Allah’tır. Mutlak sahip odur. Devletin ve şahısların ‘’itibari’’ bir sahiplikleri ve tasarruf hakları vardır.  Konuyla alakalı Bakara Suresi’nin 255 ve Fatır Suresi’nin 13. ayetleri gayet açıktır. Bu bağlamda geliştirilmiş doktrinler mevcuttur. Mesela liberallerin, kapitalistlerin anlayışında mülk elde edebilen herkesindir. Bu konuda müdahale gereksizdir. Çünkü ekonomi kendi konularına tabi olarak işler. Sosyalistler mülkiyetin sınırlanmasından yanadır. Tabiata ve üretim araçlarına devletin müsaade ettiği ölçüde sahip olunabilir. Komünistlere göre mülkiyet hırsızlıktır. Mülk işçi sınıfının diktatörlüğünde bulunan cemiyetin ortak malıdır. Özel mülk yoktur. Faşizme göre mülk devletindir ve cemiyet çatışmasına konu olmaktan çıkmıştır. İslamiyet’in bu konudaki tutumu ve tavrı bütün doktrinlerden farklıdır. İslam’a göre ilahi bir emanet olarak devletlerde, cemiyetlerde, fertlerde zulüm, haksızlık ve adaletsizliğe başvurmadan, kimsenin hakkına tecavüz etmeden, fakirin, yoksulun hakkını koruyarak mülk sahibi olabilir. İslam âleminde Harun görünen, aslında Karun ruhlu olan isim Müslümanlarının bulundukları toplumlara açtıkları yaralar sınırsızdır. Bunlar ambalajı, etiketi faydalı yazılı ve markalı zararlı mikroplar gibidir. Onun için İslam âleminin uyanması lazımdır. Değilse çileler ve cefalar devam edecektir.