SON DAKİKA
Hava Durumu

Doğal afetler ve gafletlerimiz

Yazının Giriş Tarihi: 26.08.2020 16:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.08.2020 16:48
Bile bile, göz göre göre intihar ediyoruz. Yazık oluyor insanlara. Yakılan ormanlar, kesilen, yok edilen doğal güzellikler, kirletilen sular, tahrip edilen doğal kaynaklar, değiştirilmeye çalışılan tabii güzellikler, icat edilen zehirli gazlar, erimeye mahkûm edilen buz dağları, soluduğumuz havanın bile kirletilmesi… İmar bahanesiyle Allahın yarattığı güzelliklerin bozulması… Birileri para kazanacak, birileri zengin olacak diye bile bile çok gaddar bir şekilde imar planlarının devreye sokulması, yüzlerce vahşetin meşru gösterilmesi, ilahi uyarıları ve ilmi verileri hiçe sayarak doğal cinayetlere devam edilmesi, hırsın, ihtirasın, gösterişlerin toplumu esir alması… Bütün bunlar sorgulanması gereken sosyal meselelerimizdir.

Felaketlerden sonra ortaya çıkıp hamasi demeçler neyi değiştiriyor ki? Giden canlar geri gelmiyor ki. Kâinat nizamının değiştirilmesi ve bu bağlamda yapılan çalışmalar cinayettir. Çünkü kâinatın değiştirilmesinin adı da kıyamettir, o da Allaha aittir. Beklenen vakit, beklenen saat geldiğinde bu gerçekleşecektir. Onun da adı kıyamettir. Tarifi ise kâinat düzeninin, kâinat sisteminin yani var olan düzenin bozulmasıdır. Dolayısıyla ebedi olan ahiret hayatının başlamasıdır. Kıyametin vakti insanlardan gizlenmiştir. Tıpkı ölüm vaktinin gizlendiği gibi. Dikkat edilirse hangi tedbiri alırsak alalım, ölümden kaçmamız mümkün değildir.

Dünyamız ve insanlık birçok afetlere maruz kalmıştır. Helak olan, yok olan kavimler olmuştur. Bunların bir kısmına ‘tufan’ adı verilmiştir. Meydana geliş sebepleri Kuran’da açıklanmıştır. Çağımıza, yaşadığımız zaman dilimine baktığımızda meydana gelen olaylar, öncekilere göre çok daha fazladır. Yaratıldığı, kurulduğu günden beri dünyamız, tıpkı insan gibi kendi eceline doğru hızla gitmektedir. Hakkındaki hükmü beklemektedir. İnsanlığa da ‘göç var, göç’ diye haykırmaktadır.

Elbette bu konu bir makalede anlatılacak kadar kısa ve basit değildir. Ancak bazı eylemler, bazı işler oluşumları hızlandırmaktadır. Bunların tamamı doğayla ilgilidir. Mesela; Yüksek binaların, gökdelenlerin birbirleriyle yarışırcasına çoğalması, fitnenin, iftiranın artması, ölüm hadiselerinin çoğalması, anarşi ve terörün çoğalması, huzursuzluğun artması, zina ve fuhşun, ahlaksızlık ve çirkin işlerin çoğalması, bunların alenen yapılması, içki tüketiminin artması, eğlence ve safahat türü şeylerin iyice rağbet ve ilgi görmesi, doğan birçok çocuğun nesebinin bilinmemesi, Müslümanların kendi aralarında çarpışması, emanetlerin işin ehline verilmemesi ve bir toplumda düşük seviyeli, kötü tabiatlı, kinci, zalim ve hain mizaçlı insanların iş başına gelmesi, deprem, zelzele türü doğal afetlerin çoğalması, şerefli ve dürüst insanların horlanması bunlardan bazılarıdır. Dünya malına tapınanların çoğalması bunlara dâhildir. Gelinen noktada başta kapitalist ve emperyalistler olmak üzere birçok lider dâhil doğal afetlere zemin hazırlamaktadır. Konuşması gerekenlerde susmaktadırlar. Dünyamızı yaşanmaz hale getiren sosyal katiller hala devrededirler. İhtirasları uğruna doğayı tahrip edenler elbette cezalarını çekeceklerdir. ‘Geceler gebedir. Ne doğuracağı belli değildir.’ Bekleyelim ve görelim… 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.