Ah şu asri geçinen hormonlu yobazlar. Toplum olarak hatta dünya insanlığı olarak devamlı onlardan bıktık, usandık dahası nefret ettik. Bunlar Allah ve Resulü’nün lanetini üzerine almış tipler. Belki çok ağır sözler diyeceksiniz. Söz bana ait değildir. Borazanlığını yapıyorum. Daha önce de defalarca yazdım. Ulaşabildiğim belli bir okuyucum var. Onlar da bir yakınına duyurur ve paylaşırsa elbette sevinirim. Kimden bahsettiğim, kim kast ettiğim gayet açıktır. Çevreyi kirletenlerden, piknik alanlarını çöplük haline getirenlerden ve doğamızı, sularımızı pisletenlerden bahsediyorum. Hormonlu ve GDO’lu iki ayaklı, insan kılıklı yaratıklardan bahsediyorum. Onların yapısında mikrop, virüs üreten ve bu ürettiklerini etraflarına bulaştıran bir mekanizma var. Bunlardan gelen nesil nasıl olur bilemiyorum. Bir hatıramı sizlerle paylaşmak için 1991’lere gidiyorum.  Marmara Ereğli’de müftüyüm. İzmir’den misafirlerim var. Denize gittik. Televizyon dizilerinde oynayan ‘Süper Babanne’nin yanında sohbet ediyoruz. Birisi bağırdı; “Hocam denizi kirletmişler. Hem de kim yaptıysa, büyüğünü çıkarmış.” Elime bir poşet alıp üç parça kakayı alıp çöpe attım. O anda naylonu kelli felli bir bayan “Ayol köyden gelenler yapmıştır” deyince ciddi bir tavırla “Hanımefendi ben köylüyüm. Köyden gelenler suya pislemenin haram olduğunu bilirler. Sözünüzü iade ediyorum” dedim. Tartıştık. Sitenin sahibi RAHMETLİ Tahir Minareci müdahale etti. Ve şöyle dedi; “Hanımefendi, hocamız ilçemizin müftüsüdür. Çevreye de çok duyarlıdır. Dediği de doğrudur. Buraya köylü zaten gitmiyor. Onlar sitenin dışında yüzüyorlar. Zaten oradan buraya gelinceye kadar bu pislikler dağılırdı. Kim yaptı ise burada yapmış” dedi. Bayan özür diledi ve iş tatlıya bağlandı. Tam 55 yıldan beri gurbetteyim. Ordu, İzmir, Muğla, Bursa tüm sahilleri gezdim. Denizlerimizi, kıyılarımızı, sahillerimizi, güzelim koylarımızı kirletenler tamamen çağdaş geçinen yobazlardır. İznik Gölü’nün çevresini incelerseniz manzara ortaya çıkar. Hafta sonu Sarıyer’de 10 ton çöp bırakan insan kılıklı, doğa düşmanı yobazlar değil midir? Yazılacak çok şey var. Ancak duyguların kağıtlara dökülmesi mümkün olmuyor. Allah rızası için bu konuda duyarlı olalım ve birbirimizi uyaralım. Aksi halde daha çok çeşitli mikroplarla ve virüslerle karşılaşabiliriz.