Sevgili okuyucularım… İslam ekonomi sistemi ‘faiz’i yasaklamış, onun tam zıddı olan ‘zekât’ı emretmiştir. Ciddi manada incelenirse ‘zekât’ birçok bakımdan ‘faiz’in zıddıdır. Kapitalizm ihtiyaç sahiplerini, belli bir zaman içerisinde zenginlerce mahkûm olmayı, onlara ödeme yapmayı art kılmasına rağmen, İslam ekonomik sistemi zengini üzerinden bir yıl zaman geçince, ihtiyaç sahiplerine mallarının, paralarının yahut ziynetlerinin cinsine göre tayin olunan bir miktarı ödemeye mecbur eder. Çünkü İslam inancına göre “Zenginlerin mallarında fakir ve yoksullar için belli bir hak vardır” (Mearic Suresi Ayet:24-25) İşte zekât bu hakkın adıdır. Kapitalist sistemlerde kredi veren müesseseler ödünç verdikleri şeylerden faiz alırken, bu sömürü yoluyla han ve apartman sahibi olanlar da vardır. Tabii hak edilmeden kazanılan zenginlikler mutlaka başkalarının sefalet ve gözyaşlarına sebep olmaktadır. Bunlar meselenin ayrı bir yönüdür. Asıl arz etmek istediğim konuşudur: Eğer duyduklarımız doğru ise ‘Diyanet verilen zekâtların vergiden düşürülmesi hususunda adım atmış’. Zekâtlar vakıf ve derneklere ya da bazı kurumlara verilir de belge ile ispat edilirse bu mümkün olacakmış. Yahu Allah aşkına biz hiç akıllanmayacak mıyız? 15 Temmuz öncesi verilen zekâtlar, kurban derileri, kurban paraları ve diğer garsı hasen yardımlarla nasıl bir ihanetin yaşandığını gördük. Ayrıca zekât toplayarak kasapçı kurum, lüks oteller yapan sözde cemaatleri biliriz. Müslüman sosyetelerin rahatı için Mısır’dan beyaz kum getirildiği bile gündeme gelmiştir. Hangi akılla, hangi derneğe, hangi kuruma veya vakıfa yardım tavsiye ediyorsunuz Sayın Diyanet yetkilileri? Hangi mantıkla Kuran-ı yorumluyorsunuz? ‘Fakirler, yoksullar, miskinler, borçlular, yolda kalmışlar, köleler, amiller ve mükellefe tül kulüp’ bu sekiz sınıfın içinde cemaatler, dernekler, kurumlar ve vakıflardan bahsediliyor mu? Yapılan ağırlama giderleri, lüks otellerdeki seminerler bunlara dâhil mi? Allah rızası için yeniden aynı hatalara düşülmesin. Para uğruna, rant uğruna birçok değerlerimiz ayaklar altına alınıyor. Bari zekât gibi filtre ve fidye ve de kurban pazarları gibi emri bil murat olan, farz ve vacip olduğu Kuran’la ispatlanan dini emirleri olsun istismar etmeyelim.
Ben emekli müftü olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türkiye’nin iç barışı için Genel Kurmay Başkanlığı kadar önemli olduğuna inanan birisiyim. Lütfen vicdanlarımızı daha fazla üzmeyin. Teşkilatı da milletin gözünde sıfırlamayın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
DİYANET NE YAPMAK İSTİYOR
Ben emekli müftü olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türkiye’nin iç barışı için Genel Kurmay Başkanlığı kadar önemli olduğuna inanan birisiyim. Lütfen vicdanlarımızı daha fazla üzmeyin. Teşkilatı da milletin gözünde sıfırlamayın.