SON DAKİKA
Hava Durumu

DIŞ ODAKLAR VE TAŞERONLAR

Yazının Giriş Tarihi: 26.04.2019 21:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.04.2019 21:13
Beyler bu ülkenin adı Türkiye’dir. Milleti ise “Müslüman Türk” milletidir. Tartışmasız ve yorumsuz olarak “Darül İslamdır.”
Onun için bu Anadolu toprağı üzerinde kargaşa çıkarmak, bölüp parçalamak için fitneye sebep olmak, kavga çıkarmak için kirli ve teşvik edici sözler kullanmak, silah çekmek, yumruk sallamak, kin ve nefret tohumları ekmek doğru değildir. Yapılacak iş doğruları söylemek, meşru sınırlar içerisinde, adalet çerçevesinde hak aramak ve irşad yöntemleriyle kişilere, neslimize gerçekleri anlatmaktır.
Yerli ve yabancı ihanet şebekelerinin, satılmış yada kiralık tiplerin oyunları ile kendi evlatlarımız olan emniyet güçleriyle, polis ve askerlerimizle bu ülkenin insanlarını, Müslüman Türk milletini karşı karşıya getirme planları katıksız ihanettir ve sosyal bir cinayettir. Doğru olan ve adil olan müsbet hareket etmektir.
Türkiye’de yaşayan ve Müslüman olmayan “Gayri müslüm” nüfusun adı, ‘azınlıktır.’ Beynelminel hukuktaki ifade böyledir. Bunlarında statüleri “Lozan Antlaşması’nın 37 ve 44. maddeleri arasında belirlenmiştir. Bu maddelerde “Azınlıklar din ve vicdan hürriyetine sahiptirler. Serbestçe ayin yapabilirler. Dini neşriyatları serbesttir. Din okulları açabilirler. Devlet bunları teminat altına almıştır. Azınlıklar dini hükümlerine serbestçe riayet edebilirler” diye özetlenebilir.
Yurt dışındaki Müslüman Türk işçilerinin de serbest hareket etmelerinin sebebi budur. Türkiye’deki Yahudilerin, Ermenilerin ve Hristıyanların bütün dini hakları ve hürriyetleri garanti altındadır.
Buna rağmen başta Amerika, Fransa, İngiltere, İsrail ve diğer Avrupa ülkeleriyle, Müslüman bilinen, aslında pisliman olan, kirli ve de kokuşmuş, mikrop yuvası haline gelmiş bazı İslam ülkeleri bu şartları hiçe sayarak ve kabul etmeyerek vatanımız üzerinde kirli emeller beslemeye devam etmektedirler. Bunun içinde siyasi partileri, tarikatları, cemaatleri, mezhepleri, şıhları, seyyitleri çok kere piyon olarak kullanmaktadırlar. Özellikle bazı bölgelerimizdeki vatandaşlarımızı bu bağlamda taşeron olarak öne sürmektedirler. Devletimiz ve ilim adamlarımız milli eğitim, üniversitelerimiz ve özellikle Diyanet işleri Başkanlığımıza ve mensuplarına bu ölçüde çok önemli görev ve mesuliyetler düşmektedir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.