Başı büyük baykuşlar, boynu uzun hindiler,
Bir gün orta direğin omzuna bindiler,
Ne direkler direndi, ne binenler indiler
Siyaset çayırında direkler kazık oldu
Kimi etti çekiyor, kimine yazık oldu.
 
Parayla umut satan üstün erbaplar gördük,
İşsizlikten perişan, bağrı kebaplar gördük,
Her havada ses veren sazlar, rebaplar gördük
Sıkıntılar kılavuz, öfkeler azık oldu
Karga etti çekiyor, bülbüle yazık oldu.
 
Şirket kurtaran başlar, kurtarmıyor fakiri,
Mümkün mü yıkamakla temizlemek bu kiri,
Bırak Bio Tursili, bırak Hacı Şakiri
Gezginci sultanlara gözümüz yüzük oldu
Yağcı etti çekiyor, garibe yazık oldu.
 
Ayda ışığa, suya, ekmeğe, kağıda zam
Açlığa, hastalığa, sürekli ağıda zam
Sabret bekle, babından habire öğüde zam
Spor toto, piyango umut rızık oldu
Bugün etti çekiyor, yarına yazık oldu.
 
Rüşvetin gölgesidir enflasyon canavarı
Şaibeli ihracat asrın son canavarı
Yiğit gerek öldüre böyle on canavarı
Ay aydan kötü geldi, yıl yıldan bozuk oldu
Kurnazlar köşe döndü, millete yazık oldu…
 
Not:  Bu şiiri 16 Ocak 1986 tarihinde rahmetli Abdurrahim Karakoç yazmış ve 5. mevsim adlı kitabının 91-92’ci sayfalarında yayınlamıştır. Bir de notu vardır. Diyor ki; “Sence deprem mi daha zararlı, öldürücü salgın hastalık mı deseler. Hayasız insan daha tehlikeli derim. 
Kuduz köpek mi daha tehlikeli, zehirli yılan mı diye bana sorsalar, vereceğim cevap şöyle olurdu: Hayasız insan daha tehlikelidir.
Yani sözün özü ne sorarsanız ben hayasız insanın yakasından tutar gösteririm size. Lütfen anlamaya gayret ediniz.
Aynı eser sayfa 90. Mekanı cennet olsun. Bende bir cümle katayım. “Günümüzün şakşakçı yalakalarına örnek olsun.”