İslam dini bir bütündür. Onun bu bütünün  anayasası Kuran ve sahih sünettir. Müslümanın görevi ise o bütünün tamamına inanmaktadır. İşime gelene inanırım, işime gelmeyene inanmam diyerek iman sahibi olunmaz. Birileri küser, birileri tavır koyar diye İslamın anayasası olan Kuran-ı falanca görüşün, pişmanca anlayışın arzularına göre yorumlamakta ciddi bir yanlıştır. Onun içindir ki Kuranda açık hüküm olarak emredilen Kısas (yani idam) emri kafirlerin isteklerine göre kaldırılmıştır. Ancak gelinen noktada öyle vahşetler yaşanmıştır ki “Sayın Cumhurbaşkanımız Türk milletinin huzurunda, idamı kaldırmakla yanlış yaptık” ifadesini kullanarak nedamet ve pişmanlığını dile getirmiştir. Elin keferesi istedi diye Kuranın mesajlarına tavır konulmaz. Çünkü yüce Rabbimiz “Ey iman edenler, ey inananlar, sizden önce kendilerine kitap verilenlerle (Yahudi ve  Hıristiyanlardan) dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kafirleri dost edinmeyin. Eğer müminler iseniz (imanlarınız varsa) Allah’a karşı gelmekten sakının. Maide suresi ayet 57. Şimdi sormak istiyorum. “Ali Kalkancıların, Müslim Gündüzlerin, FETÖ cellatlarının, falan yada filancı şıh ve seyit efendilerin (din tacirlerinin) kanatları altına girerek oy avcılığı yapanlar kimlerdir. Mahlası “Ozan İlo” olan İlhami Erdoğan’ın yazmış olduğu “Hele dur az bekle biraz” adlı şiir kitabının bazı sayfaları beni çok endişeye şevk etti. Şöyle ki “Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev alıp kırmızı pasaportla yurt dışında din ateşesi ve din müşaviri olarak çalışanların ayda 6 veya 7 bin dolar, yani 40 bin lira maaş ile çalışmaları, birde bunların kocaman torpillerle sözde ülkemizi ve dinimizi temsil edeceği anlayışı nasıl izah edilecek. Çünkü bunların bir kısmı “İngilizlerin Manchester Üniversitesini bitirmiş hatta bazıları 2014 yılında Vatikan’a Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçisi olarak atanmışlardır. Bunların içinde “Beyaz Babalar” denilen, orijinal adı ise “Afrika Misyonerler Derneği” olan kararlar var. Türkçesi Arap ve İslam Araştırmaları Enstitüsü. Gayesi ise Müslüman halkın Hristiyanlaştırılması. Bir bay Profesörümüz “İngiltere’deki İncil İlahiyatını iyice öğrendikten sonra misyoner adaylara ders veriyor. Ayrıca bu din tüccarlarının altında kurşun geçirmez 1 milyon 300 bin liralık arabalar, korumalarının altında 600 bin liralık jeepler gırla gidiyor. Hala bu milletin, bu Müslümanların, Bu ümmeti Muhammedin içinden bunlar peşine gidenlerin sayıları bir hayli fazla. Nediyelim “Keçisine göre oğlak, Danasına göre kuyruk olur” demiş atalarımız.