İslam dininin iki temel kaynağı vardır. Birincisi Allahın kitabı Kuran’dır. İkincisi bu kitabı, yani Kuran’ı insanlara anlatanı tebliğ eden şanlı Peygamberimizin sünnetidir. Doğru dini bilgiyi bu kaynaktan öğrenmek mümkündür. Bu iki kaynağın dışında ‘Allahın bazı insanlarla (şarlatanlarla) özel iletişimi olduğu, bu kişilerin rüya ve ilhamlarının bilgi değeri olması din adına asla kabul edilemez. Bu çirkin anlayış ve davranış Rabbimizin dinin tamamladığına ilişkin beyanına aykırıdır. Maide Suresi’nin 3. ayeti bu konuda açıktır. İlham aldığını iddia eden kişilerin direktiflerini din adına kaynak kabul etmek büyük bir bidat ve batıl anlayış ortaya atmak olur. Hz. Peygamberimizden sonra yeni bir din kurmak anlamına gelen ve buna yeltenen ve de teşebbüs eden kişilere asla inanılmaz. Dün olduğu gibi bugünde batıl, bidat, yozlaşma ve bozulmaya yönelik çalışmalar mevcuttur. Şanlı ve sevgili Peygamberimiz bu konuda bizleri, yani ümmetini şöyle uyarmıştır. “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız. Onlar Allah’ın kitabı ve Peygamberin sünnetidir.” Bu itibarla Peygamberimiz şöyle buyurmuştur. “Kim kendisinde Allah’ın rızası aranan bir ilmi sadece dünyalığa sahip olmak için öğrenirse, o kimse kıyamet gününde cennetin kokusunu bile duyamaz.” (Bakınız Diyanet Takvimi, 24 Haziran Çarşamba 2020.)
Tarih boyu din simsarları mevcut olmuştur. Peygamberimizin vefatından sonra başlayan ve bir türlü bitmek bilmeyen fitne odaklarının temelinde din simsarları vardır. Emeviler döneminin en önemli olayları, ehli beytin şehit edilmelerinin temelinde ise, siyasi otoritenin zafiyeti vardır. İstek ve arzulara göre ‘Fetva’ alamayan otoritelerin nice ilim erbabını şehit ettikleri bilinmektedir. Cumhuriyet döneminden önceki devirlerde din simsarlarının Osmanlı’nın çöküşüne sebep oldukları malumdur. Türkiye’nin 2016’nın 15 Temmuzlara gelmesinde yine din simsarları ve onların üzerinden oy devşirmek isteyen siyasilerin mevcudiyeti olmuştur. Hala bazı kanallarda bu simsarların varlığının olduğunu görüyoruz. Artık siyasi otoritelerin bu konuda duyarlılığını koruması gerektiğine inanmak istiyoruz…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
Din simsarları ve siyaset
Tarih boyu din simsarları mevcut olmuştur. Peygamberimizin vefatından sonra başlayan ve bir türlü bitmek bilmeyen fitne odaklarının temelinde din simsarları vardır. Emeviler döneminin en önemli olayları, ehli beytin şehit edilmelerinin temelinde ise, siyasi otoritenin zafiyeti vardır. İstek ve arzulara göre ‘Fetva’ alamayan otoritelerin nice ilim erbabını şehit ettikleri bilinmektedir. Cumhuriyet döneminden önceki devirlerde din simsarlarının Osmanlı’nın çöküşüne sebep oldukları malumdur. Türkiye’nin 2016’nın 15 Temmuzlara gelmesinde yine din simsarları ve onların üzerinden oy devşirmek isteyen siyasilerin mevcudiyeti olmuştur. Hala bazı kanallarda bu simsarların varlığının olduğunu görüyoruz. Artık siyasi otoritelerin bu konuda duyarlılığını koruması gerektiğine inanmak istiyoruz…