SON DAKİKA
Hava Durumu

DİN İSTİSMARI DİNE İHANETTİR (2)

Yazının Giriş Tarihi: 12.04.2019 21:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.04.2019 21:09

Üzüntü ile belirtelim ki, dünyamızda dinimizin asli kaynakları kütüphanelerde küflenmeye terk edilmiş, din güneşleri unutturulmuştur. Genç nesillerin tarih hazinesi ile irtibatları kesilmiştir. Başı boş bir yayın organı yoluyla neslimiz alabora edilmiştir. Bilinçli olarak uygulanan yanlış bir laiklik politikası ile, tertemiz olan dini hayatımız kurban edilirken, ham sofular, kaba yobazlar, sapık akımlar ve istismarcılar piyasaya doldurulmuşlardır. Bunların çoğu ağızlarından “İlayı Kelimetullah” sözünü hiç eksik etmemişlerdir. Kutsallarımızı istismar ederek mide şişirenler cep dolduranlar ise devamlı olarak İslam aleminde mazlumların kanlarının akıtılmasına zemin hazırlamışlardır. İslam’a tahammülü olmayan din düşmanları ise istismarcıların ve münafıkların istismarını yaparak, olup bitenleri mukaddes dinimize bağlayarak, kaynağı kurutmak için fırsat ve bahane kollamaktadırlar. Gerçek ve samimi bir Müslüman ise Allah Resulünün ortaya koyduğu yüce davanın her türlü gösteriş ve riyadan arınmış samimi bir neferi olmuşlardır. Asırlarca İslam’a şereflenmiş sahabe ve tabiinden sonra bu yola baş koyan, can veren şanlı bir kavmin, şerefli bir milletin çocukları olan “Türk milleti yalansız, riyasız ve tavizsiz olarak din istismarından ve din istismarcılarından hep uzak durmuşlardır. İslamı yaşamış ve yaşatmış, şarlatanlardan daima yüz çevirmişlerdir. “Ey insanlar, biz sizleri bir erkekle, bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi şubelere (ırklara, kavimlere) ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki Allah katında en şerefliniz takvada en ileri olanınızdır.  Buyuran yüce Rabbimiz başka bir ayette “Dillerinizin ve renklerinizin birbirine uymaması (benzememesi) de onun ayetlerindendir.” Emri insanlığın ihtiyacı olan açık ilahi mesajdır. Hucuret 13. Rum suresi 22. Bu ayetler hiçbir yoruma yer bırakmadan İslam dininin ırklar ve kavimler karşısındaki tavrını ortaya koymaktadır. Yani şeref ırklarda, renklerde, dillerde değildir. Et ve kemik yapısında hiç değildir. Asıl olan Allah yolunda, İslamı hakikatlere bağlı olarak ihlas ve samimiyetle yaşamaktır. Yani takvadır. Buradan dinimizin insanları kesin olarak ırklara ve renklere ayırdığını ve de milletlere ayırdığını ve bunu kabul ettiğini anlıyoruz. Her dönemde Allah’ın yeryüzüne gönderdiği Peygamberler silsilesi ne insanları ümmet olmaya çağırmasının hikmeti buradadır. “İslam Ümmetindenim, Türk Milletindenim” ülküsü de bu yüzden vazgeçilmezimiz olmuştur. Kozmopolit bir dünya hayali sadece beynelminel siyonizm ve uşaklarının ihanet oyunlarıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.