Dünya barışı, insan hakları, adalet, hukuk, açıktan çiğneniyor. Zalimlerin zulmü cahiliye dönemlerini geride bırakıyor. Hiç utanmadan ve sıkılmadan sergilenen vicdansızlıklar peş peşe yenilerini programlıyor. Adına da “Uzayı Fetih Çağı” deniliyor. Bu vahim gidişata ise alkış tutan bir sürü çömez çıkıyor. Yoksulun, Garibanın, Güçsüzün, Yetimlerin ve mazlumların “Devletin teminatı altında olduğu sistem Şanlı Peygamberimizle başlamıştır. Özlemini çektiğimiz öyle bir olmuş ki, Devlet Başkanı olan Halife sırtında yoksulla nevale taşımıştır. Kurdun ısırdığı koyunun hesabı devletten sorulacak bir ortam oluşmuştur. Hizmetinin efendisi ile aynı sofraya oturduğu bir sosyal düzen. Çalışanın alın teri kurumadan emeğinin ödendiği, haysiyetin, mülkiyetin, ırzın, namusun, korunduğu, tek toplu köleliğin kalktığı, hazinenin kilitsiz ve nöbetsiz muhafaza edildiği dönem. Soy, ırk, renk ve cins hakimiyetinin son bulduğu, Müslümanlarla gayri Müslimlerin aynı şehirde, aynı devlet yönetiminde yaşadıkları muhteşem bir nizam. İşte bu sistemin adı İslamdır. Bakınız Muhammed Hamidullah: İslam Peygamberinin hayatı ve eserleri. İstan. 1972 Sayfa 131-149.
Şimdi bugünkü manzaraya göz atalım. 1948’de yayınlanan “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” nin getirdikleri ve getirecekleri sahte kanunlar ve sahte maddeler bellidir. İnsanlık hızla geri gidiyor ve geri götürülüyor. Silah yapımında, bomba imalatında değil, insanlıkta geri gidiyor. Keşke çağımızın devlet adamları, okumuşları, aydınları bunları bilselerdi ve savunsalardı. Alemlerin Rabbi olan Allah’ımız Sulh ve barış içerisinde yaşamamız için dünyamızı bir saray güzelliğinde yaratmıştır. Bahçesi, havuzu, dağı, tepesi, denizi, nehirleri, tatlı ve tuzlu sulara sahip devasa bir saray. Aklının, iradesinin vicdanının yanında nefsi, ihtirası, tutkuları, kaprisleri olan insan oğlu, yeni bizler bu sulh ve huzur sarayının içinde barışı kardeşliği çok çabuk olarak bozmuşuz. İlk insan Hz Adem atamızın evlatlarından Habil ile Kabil’in kavgası barışa vurulan ilk hançer olmuştur. İnsanlık Habilin Kabili öldürmesinin bedelini kefaretini çok pahalı ödemiştir. Bakınız Kur’anı Kerim meali: Maide Suresi ayet 27. Allah’ın yarattığı cana kıymak pis ve kirli nefsin azgınlığının acı meyvesidir. Günümüzün sosyal ve toplumsal katillerine ithaf olunur.
DEVAM EDECEK…