Günümüzde cehalet tohumları çimlendiren, yeşerten nice katiller var. Cinayetlere, kavgalara, fitneye kapısını açan, ferdi ve toplu cinayetlere yatakçılık yaparak zemin hazırlayanların günah faturaları bir hayli kabarıktır. Topraktan yaratılan insanın yine toprağa dönmesi kaçınılmaz sondur. Ancak insanlığın önüne çıkan cehalet zulmü ve ahlaksızlığı teşvik etmektedir. Hamurumuzun toprakla yoğrulduğunu bilsek ve o şuurla yetişsek o toprağı kana bulamazdık. İnsanlığın yaşadığı dünkü ve bugünkü dramların sebebi ilk cinayetten, nükleer cinayetlere kadar uzanarak gelmesidir. Ey bakar körler, ey güçlü görünen zavallılar. Büyük İskender’den, Hannibal’dan, Neron’dan, Cengiz Han’dan, Timur’dan, Keyhüsrev’lerden çağımızın Hiroşima’sına ve bugünkü cinayetlere bakarsanız, sulh ve barışa sapladığınız hançerleri görürsünüz. Dikkat ederseniz ta milattan önce 5. yüzyılın ilk yarışından itibaren Kartacalılar, Magonlarla beraber, onların ticari emperyalizmini kırarak, mağribin iç kısımlarında güneşli bir ülkü kuruyorlar. Toprak ananın cömertliği ile altın renkli buğday başaklarının süslediği enfes bir ülke. Roma ve eski Yunan emperyalizminin kamçıladığı beyaz bir medeniyet. Yerli Libyalıların insan kanına bulaşmamış asaletleri ile, girişken ve atılgan ve denizci olan Fenikerin karışıp birleşmerinden oluşan çalışkan bir millet. Her şey güzel, her şey yerli yerinde mutlu işte bu çalışkan toplum dedeleri Kabilin kardeş kanına bulaşmış hançerlerinden kurtulabilselerdi, belki de insanlık “Uzayı Fetih” çağının yolunu açabilecek ileri bir medeniyetin temellerini atacaklardı. Ne yazık ki olmadı, oldurmadılar. Allah’ın Ahseni Takvim üzere yarattığı insanoğlu, kendi iradesiyle Esfele Safiline, yani alçaklığa hızla koştu. Yeşeren medeniyet filizleri emperyalist emellerle hunharca ve kahpece koparıldı. Hz. İsa’nın doğumundan itibaren 5. Ve 2. Asırlar arasındaki yüzyıllarda Akdeniz’in bu münbit ve verimli sahillerinde ümitle açan rengarenk medeniyet çiçekleri ve medeniyet bahçesi vahşice talan edildi. Emperyalist orduların atlarının ayakları altında çiğnenen, ezilen, talan edilen sadece buğday başakları değil, insanlığın daha bu ilk çağlarda yeşertebildiği, güzel ümitleriydi. Roma’nun “Kartaca imha edilmelidir” tavsiyesi, Hannibal’ın intikam savaşı naraları bu ışıkları söndürüldü. Günümüze bakarsak süper güç denilen  zalimlerin ve emperyalistlerin politikaları aynen devam etmektedir. İşte Amerika, işte İngiltere, işte Batı ve  işte Avrupa. Onların çömezliğini de bazı İslam ülkeleri utanmadan yapabiliyor.
DEVAM EDECEK