SON DAKİKA
Hava Durumu

DEVLETİ PAYİDAR MİLLETİ BAHTİYAR ETMEK

Yazının Giriş Tarihi: 17.07.2022 16:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.07.2022 16:09
Kıymetli okuyucularım.
Türk tarihi incelendiğinde devlet şuuru ve devletin bekası millet vicdanında ve milletin düşüncelerinde vazgeçilmez bir kutsaldır. Devleti yöneten kadrolarda milletin bahtiyar ve mutluluğu için çalışmayı kutsal bilmişlerdir. Bu anlayış ve bu ülküye sahip milletler asil ve büyük milletlerdir. Onlar daima büyük devlet kurmuşlardır. Mesela alim bilgili ve dürüstlüğü ile bilinen Müverrih Asım lakaplı şahıs Tavas taraflarında yol kesmek haraç almakla meşgul olan Halil Paşa namındaki biriyle konuşuyor. Asım, Antepli fakir bir dağ köyünde büyümüş. Bir gün Asım, Halil Paşa ile konuşur. Der ki: "Yahu devlet emrine itaatsizlik edilir mi?" Diye sormuş. Halil Paşa denilen kişi cevap vermiş, "devlet dediğiniz saltanat tarafı mıdır? Yoksa vükela (çıkar ve menfaat rant elde etme) tarafı mıdır? Eğer saltanat tarafı ise Allah ve Resulü'ne ondan olan emirlere itaat ederiz. Emri gereği ona uyarız. Allah göstermesin kıl kadar isyanda bulunanların namaz ve nikahı sahih olmaz. Karıları boş oluyor. Çocukları gayri meşru olur. Ehli İslam (Müslüman) olmamız hesabıyla itaat etmemiz lazımdır." Diyerek kendi hareketinin Yusuf Ağa ve İbrahim Kethüda gibi kimselere dönük olduğunu bildirmiştir. Burada anlatılmak istenen gerçek devleti yönetenlerin milletin huzuru ve mutluluğunu temin etmede, göstereceği gayret ve yapacağı çalışmalardır.

Kıymetli okuyucularım.
Rahmetli Dündar Taşer (mekanı cennet olsun) konu ile ilgili olarak diyor ki:  "Şu bizim politikacılar (siyasetçiler) olmasa sıkıntıdan patlarız. Adamlar hayatı ucuzlatmıyorlar. Bizi rahat ettirmiyorlar. Fakat eğlendirmedikleri de iddia edilmez. Birisi çıkar kömüre yüzde elli zam koyar. Peşinden "bu zam değil ayarlama" der. Bazıları çıkar, "ayarlama değil reformdur" der. Böylece zam furyası devam eder. Birisi çıkar, "memleketin altına kalkındırma krikosu koyamayız" der. İki gün sonra "Kilis'te memleketin altına kriko koyduk, kalkındırdık" der. Diğeri çıkar "sözümüz senettir" der. Söz tutulmayınca karşılıksız çıkınca "Hayır ben onu kastetmemiştim" der. Bu ve benzer davranışlar devlete karşı güvensizlik, itimatsızlık meydana getirir. Bunun da sebebi politikacılardır (siyasetçilerdir). Halbuki milletin vekilleri millete verdiği sözleri yerine getirmelidir. Devlete karşı itaatsizlik feci şeydir. Buna kimsenin hakkı yoktur. Bu işler seçim vaadine benzemez. Mesul bir devlet adamı bu tür itimatsızlıklardan uzak durmasını bilmelidir" diyor. Bakınız Dündar Taşer'in Büyük Türkiye'si sayfa 119-120. ve 180-181.

Kıymetli okuyucularım.
Örnek insan ve örnek lider ayrıca örnek Müslüman olan Hz. Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Millet yetim bir aile gibidir. Ben de bu yetimlerim vekiliyim. Muhtaç olursam onların malından (devlet hazinesinden) zaruret (ihtiyacın kadar) miktarı yerim. Muhtaç olmazsam onlara fahri (gönüllü) hizmet ederim." Burada vurgulanan gerçek şudur: Devletin malı hakikatte milletin malıdır. Sultan ya da onun karşılığı olan hükümet ise bu malda milletin vekilidir. O yüzden Hz. Ömer (r.a.) devlet personeline vatan savunmasında emeği geçen kahramanlara milletin din ve dünyasında fayda sağlayanlara hak ettikleri malı vermiştir. Yolsuzluklara, haksızlıklara, adaletsizliklere, rüşvetlere ve zulmün her çeşidine karşı çıkmakta örnek olmuştur. Devlet yönetimi zengin olma ve rant elde etme yeri değildir.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.