Kıymetli okuyucularım.
Bir gün Kureyş kabilesinden asil (hatırı sayılan, çevresi olan) bir kadın hırsızlık yapmıştır. Kadın asil bir aileye mensup olduğu için onun cezalandırılmaması bağışlanması için Ashaptan Usame (r.a.)'ı sevgili Peygamberimize (s.a.v.) gönderiyorlar. Yapılan bu hareketten girişilen bu teşebbüsten çok rahatsız olan ve üzülen peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Nasıl oluyor da bazı kimseler Allah'ın kanunu adaleti karşısında aracı olmaya (tavassut etmeye)  kalkışıyorlar. Sizden öncekilerin mahvolmasının yıkılıp perişan olmasının sebebi budur. İçlerinden ileri gelen hatırı sayılan birisi hırsızlık yapınca (bir suç işleyince) onu serbest bırakıyorlar (cezalandırmıyorlar) zayıf ve fakir (çevresi olmayan hatırı sayılmayan gariban) bir kimse hırsızlık yapınca suç işleyince onu cezalandırıyorlardı. Allah'a yemin ederim ki Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık yapsa (suç işlese) onun da elini keserdim (cezalandırırdım)."
Bakınız Buhari Hudut bahsi 11-12. Ayrıca hicret takvimi 1 Haziran 2022.

ıymetli okuyucularım.
Slogan adaletçileri, slogan hukukçularının bilmesi gereken husus şudur. İkinci Halife Hz. Ömer (r.a.) devlet işleri için kullandığı mumu özel işlerinde kullanmamıştır. Kaynaklara göre Hz. Ömer devletin en düşük kademesinde çalışan bir memurun aldığı ücret (maaş) kadar ücret almıştır. Hatta hanımı bir gün tatlı alıyor. Bunu gören Hz. Ömer, "bunu nasıl aldın" diye soruyor. Hanımı da, "uzun zamandan beri tatlı istiyordum. Günlük ihtiyacımız için bana verdiğin paradan bir miktar ayırdım. Bir müddet sonra bu tatlıyı aldım" diyor. Hz. Ömer (r.a.), "demek ki maaşımız bize fazlaymış" diyerek aldığı maaşı azaltıyor. Yorumcular ise, "bu davranışı ancak Allah'ı görür gibi yaşayan bir idareci (devlet adamı) yapabilir" diyor.

Kıymetli okuyucularım.
Devlet yönetiminde adalet insanların temel haklarındandır. Bu yüzden adaletin korunması Kuran ve sünnette geniş olarak ele alınmıştır. Toplum düzeninin sağlanmasında şu 5 şey çok önem arz etmektedir.
Birincisi canın (hayatın) korunması. İnsanın yaşama hakkının muhafazası. Bunun da temini için adalet ön sırada gelmektedir. İkincisi malın korunması. Helal yoldan mal edinmek ve onu korumak için yine adalete ihtiyaç vardır. Üçüncüsü dinin korunması. Her insan için temel hak olarak din lüzumludur ve korunmalıdır. Dördüncü aklın korunması. Akıl insan için en kıymetli varlıktır. Mutlaka korunması lazımdır. Beşincisi neslin korunmasıdır. Temiz bir nesil için temiz bir ahlak şartı vardır. Bu beş ana prensibin korunması için  ve herhangi bir konuda hüküm (karar) vermek için ahlak ön şarttır. Bu da adaletle mümkündür.
Huzurun, mutluluğun ve refahın temini bakımından İslam'ın ortaya koyduğu esasların kaynağı Kuran ve sünnettir. Atalarımız "adaletin vezir olmadığı toplumlarda insanlar rezil olur" demişlerdir. Adalette ancak iyi ve adil adamların elinde vezir olur. Kötülerin elinde rezil olmaya mahkumdur.