Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de devlet adamları için “Ülük-Emr” (işbaşında olanlar) ifadesi kullanılmıştır. (Nisa Suresi Ayet 59.) Şanlı Peygamberimiz de (SAV) “İş ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekle” buyurmuştur. Bakınız Buhari İmare Bahsi, 170. ) Burada devlet idaresinde, siyasette ehliyetin önemi açık olarak görülmektedir. İslam bilginleri siyasi ve idari görevlere getirilecek kişilerde aranan niteliklere geniş yer vermişlerdir. Bunlardan Fârâbi ideal devlet adamlarında aranan şartları şöyle sıralamıştır. Beden sağlığı anlamı ve kavramı üstünlüğü adalet, cömertlik, gönül zenginliği, güçlü hafıza, doğruluk, tokgözlülük, ikram sevgisi, azim ve kararlılık. Benzer şartlar Gazali tarafından da sıralanmıştır. Şanlı Peygamberimiz “On kişi üzerinde bile olsa yöneticilik yapmış olan her insan kıyamet gününde (Allahın huzuruna) elleri boynuna bağlı olarak gelir. Sonrada ya adaleti sayesinde kurtulur ya da haksızlık etmiş olduğu için mahvolur” buyurmuştur. Bir toplumda sevginin yaygınlaşması, adaletin gerçekleşmesi ve haksız güç kullanımının ortadan kalkması ancak o toplumda yönetimi faziletli insanların elinde bulunmasıyla mümkün olur. Onun için Fârâbi “ Bir faziletli insan (adaletli insan) öldüğü zaman veya öldürüldüğü zaman insanlar ona ağlamasın, asıl onu kaybeden ülke halkına ağlasın” der. Unutmayalım ki toplum sevgiyle kaynaşır, adaletle yaşar. “Mâverdi” Edebüd’ dünya veddin adlı eserinde “ herkesi kucaklayan bir adalet, kapsamlı bir adaletle ülke mâmur olur, iktisadi gelişme gerçekleşir ve devlet güvencede olur” demektedir. Bu bağlamda ilim adamları çok kıymetli eserle yazmışlar ve yanlışlar karşısında devlet adamlarını uyarmışlardır. Gerekçe olarakta şanlı Peygamberimizin “Cihadın en üstünü, zalim hükümdar karşısında hakkı söylemektir” emrini göstermişlerdir. Birinci Halife Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) hutbesi bu konuda tarihe ışık tutmaktadır. Haksızlık yapan, adalaete uymayan devlet ve siyaset adamaları için, ilim adamları karışıklığa meydan vermeyecek şekilde yazılı ve sözlü olarak onların uyarılmalarını, hatta onlardan maaş bile almamalarını açıklamışlardır. Sürtüşme ve çekişmelerden uzak şekilde barış ve güvenlik içinde olan bir siyaseti Gazali tavsiye etmiştir. Dilin edeplendirilmesi son derece önemlidir. Günümüzdeki siyasetçilerin Bu noktada frene basmalarının lüzumuna inanıyorum. Konuyla ilgili olarak İslam ilmihali Cilt 2. Sayfa 510’dan itibaren 552’ye kadar bakabilirsiniz. Şahsım adına ben siyasetçilerimizin birbirlerine karşı yaptıkları hakaretlerden rahatsızım.  Gençlerimize yanlış örnek oluyorlar. Meclis arşivlerinde ve tutanaklarda o kulakları tırmalayan sözlerden inşallah vazgeçerler. Ekranlara çıkan hocalarımızda bu noktada mesuliyetlerden kurtulamazlar.