Kıymetli okuyucularım, Bugün 10 Şubat Cuma 2023. On ilde ve ilçelerinde meydana gelen deprem içimizi sızlattı. 4 Yıl beraber okuduğumuz İstanbul Haseki Eğitim Merkezinde birlikte olduğumuz ve beraber hac kiralama ekibinde çalıştığımız Mehmet Gök kardeşimin vefatı ve dört yolda enkaz altında can vermesi gözyaşlarıma ayrı bir acı kattı. Aklıma 1939 da olan ve 40 bin, 50 bin kişinin ölümüne sebep olan Erzincan depremi ile, 2019 yılında yaşadığımız İstanbul, Adapazarı, Gölcük Depremleri geldi. Adapazarı’nda enkaz altında kalarak vefat eden Mehmet Gök kardeşim beni çok gerilere götürdü. Elbette Rabbimizin Lütfu, ihsanı da hoştur. Kahrı da hoştur. Allah’tan gelen her şeye razı olmak, boyun bükmek mecburiyetimiz var. İmanımız gereği de budur. Merhum Osman Yüksek Serdengeçti 1940 yılında Erzincan Destanı isimli her birisi beş satırdan oluşan 24 mısralı bir şiir yazmıştır. Prof. Dr. Ümit Durmaz’ın hazırladığı Osman Yüksel Serdengeçti’nin bütün şiirleri isimli kitabın 51-52-53-5 ve 55’inci sayfalarında şiirin tamamı mevcuttur. Merak edenlere tavsiye ederim.
Kıymetli okuyucularım. Ne söylemek, ne yazmak lazım bilemiyorum. Yıkılan binaların bazılarında kolon bile olmadığını görüyoruz. Suçlular kim? Endirekt katiller kim? Hesap sormayanlar kim?Susanlar kim? Hesap vermesi gerekenler kim? Para uğruna yuvalarında yatan insanlara toplu pusu kuranlar kim? Yere batsın sizin kazandığınız paralar. Yere batsın sizin sözde müteahhitliğiniz. Yere batsın bu çürük binalara ruhsat veren siyaset anlayışı. Yere girsin sizin particiliğiniz. Para kazanmak uğruna bunca canı kıymak kader alamaz. Tüm ilmi ve akli yöntemleri kullanıp, bütün tedbirleri aldıktan sonra başımıza gelenler elbette kaderdir. Zaten ona imanımız var. Malzemeden çal, işçilikten çal, demirden çal, onayı etli butlu yemeklerde imzalat. Ruhsatı siyasi tavassutlara göre ayarla. Sonrada kader de. Tek kelimeyle yuh olsun.