Kıymetli okuyucularım, her konuda olduğu gibi depremlerin de ahlakla ilişkisi vardır. Bir de bunu istismar edenler vardır. Şöyle ki vay efendim depremin sebebi zina, fuhuş, eğlence, cinsel istismar gibi ahlaksızlıklardır demektedirler. Bu ifadeler birilerinin ikna olması ve kandırılması için işe yaramaktadır. Ayrıca birilerinin de yaptıkları hırsızlıkları, çaldıkları malzemeleri örtbas etmede rol oynamaktadır. Elbette zina, fuhuş, cinsel istismarlar, taşkın eğlenceler; toplumun ahlaki çöküntülerine ve sosyal bozulmalarına sebep olmaktadır. Allah (c.c) bunları yasaklamıştır. İnkârı imanı tehlikeye sokar. Ancak bunlar depremlerin oluşması için sebep gösterilemez. Asıl sebeplere gelince şunları ele almak lazımdır. Birincisi: demir, çimento, kum ve benzeri inşaat malzemelerini eksik kullanmak yani bunları çalmak hırsızlık yapmaktır. İkincisi: inşaatlarda deniz kumu kullanmaktır. Üçüncüsü: Atılan ve dökülen betonların yeterince sulanmaması ve bekletilmeden yeni betonların dökülmesidir. Dördüncüsü: Zemin etüdü araştırılması yapılmadan yumuşak zeminlere ve tarım alanlar inşaat yapılmasıdır. Beşincisi: İlmi verileri, teknik denetimleri yapmadan kâğıt üzerinde yapıldı gösterilerek depremlere davetiye çıkarmak. Ben bunları kabataslak yazıyorum. Çünkü benim alanım değil. Ancak zina, fuhuş, cinsel ahlaksızlıklar depremin sebebi olsaydı homoseksüelliğin meşru sayıldığı cinsel sapıklıkların sokaklara taştığı bazı ülkelerin yıkılması ve depremle yerle bir olması lazımdır.
Kıymetli okuyucularım, sakın ola ki beni kınamayın. Hasbelkader bazı Avrupa ülkelerini gördüm, oralarda ki cinsel sapıklıklar şahit oldum. Depremlerin ahlakla ilişkileri vardır. Bu ilişkiler para uğruna yapılan hırsızlıklarla alakalıdır. Daha önce yazmıştım; bana deseler ki Türkiye’de bir slogan yarışması için söz bulmak lazım. İlk ifadem şu olurdu: “Ey hırsızlar, hırsız var” diye bağırırdım. Bilmem anlatabildim mi, takdir sizlerin.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
Depremin ahlakla olan ilişkileri
Kıymetli okuyucularım, her konuda olduğu gibi depremlerin de ahlakla ilişkisi vardır. Bir de bunu istismar edenler vardır. Şöyle ki vay efendim depremin sebebi zina, fuhuş, eğlence, cinsel istismar gibi ahlaksızlıklardır demektedirler. Bu ifadeler birilerinin ikna olması ve kandırılması için işe yaramaktadır. Ayrıca birilerinin de yaptıkları hırsızlıkları, çaldıkları malzemeleri örtbas etmede rol oynamaktadır. Elbette zina, fuhuş, cinsel istismarlar, taşkın eğlenceler; toplumun ahlaki çöküntülerine ve sosyal bozulmalarına sebep olmaktadır. Allah (c.c) bunları yasaklamıştır. İnkârı imanı tehlikeye sokar. Ancak bunlar depremlerin oluşması için sebep gösterilemez. Asıl sebeplere gelince şunları ele almak lazımdır. Birincisi: demir, çimento, kum ve benzeri inşaat malzemelerini eksik kullanmak yani bunları çalmak hırsızlık yapmaktır. İkincisi: inşaatlarda deniz kumu kullanmaktır. Üçüncüsü: Atılan ve dökülen betonların yeterince sulanmaması ve bekletilmeden yeni betonların dökülmesidir. Dördüncüsü: Zemin etüdü araştırılması yapılmadan yumuşak zeminlere ve tarım alanlar inşaat yapılmasıdır. Beşincisi: İlmi verileri, teknik denetimleri yapmadan kâğıt üzerinde yapıldı gösterilerek depremlere davetiye çıkarmak. Ben bunları kabataslak yazıyorum. Çünkü benim alanım değil. Ancak zina, fuhuş, cinsel ahlaksızlıklar depremin sebebi olsaydı homoseksüelliğin meşru sayıldığı cinsel sapıklıkların sokaklara taştığı bazı ülkelerin yıkılması ve depremle yerle bir olması lazımdır.
Kıymetli okuyucularım, sakın ola ki beni kınamayın. Hasbelkader bazı Avrupa ülkelerini gördüm, oralarda ki cinsel sapıklıklar şahit oldum. Depremlerin ahlakla ilişkileri vardır. Bu ilişkiler para uğruna yapılan hırsızlıklarla alakalıdır. Daha önce yazmıştım; bana deseler ki Türkiye’de bir slogan yarışması için söz bulmak lazım. İlk ifadem şu olurdu: “Ey hırsızlar, hırsız var” diye bağırırdım. Bilmem anlatabildim mi, takdir sizlerin.