Kıymetli Okuyucularım, kamuoyu ya da Efkar-ı Umumiye denilen şey milletin olaylar, hareketler ve hadiseler karşısında almış olduğu ortak tavır ve davranışları ifade eder. Cemiyetin bağlı olduğu sosyal olaylar yani sosyal normları kritik eden ve gereken tavırları ve vaziyeti alan bu çalışmanın adı sosyal organizasyondur. Yaşadığımız depremlerde adı geçen bu sosyal organizasyon hedefine ulaşmakta geç kalmıştır. Bunun birinci sebebi depremlerin on ili ve ilçelerini kapsayacak şekilde çok geniş bir alana yayılmasıdır. İkinci sebebi ise siyasi rekabetin ve siyasi çekişmelerin topluma yansımasıdır. İşin en üzücü tarafı da bu olmuştur. Bu bağlamda Türk milleti Doğusuyla, Batısıyla, Kuzeyi ile Güneyi ile yani bütün bölgeleriyle tek yumruk olmasını bilmiş ve olmuştur. Genci, ihtiyarı, kadını, erkeği, işçisi, çiftçisi ile ilkokul öğrencilerimiz dahil herkes üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Tabii bazı hırsızlar, yağmacılar, pislik böcekleri tenyalar hariç. Onlarda inşallah cezalarını bulurlar.
Kıymetli okuyucularım, her ilin valisi var. Emniyet müdürü var. Garnizon komutanı var. Milli eğitim müdürü, müftüsü ve mal müdürü var. Her ilçenin kaymakamı ve ilgili birim amirleri var. Merkezi sistemin dışında mahalli idareciler, belediye başkanları, meclis üyeleri ve muhtarlar var. Her mahallenin camisinde din hizmeti veren görevliler var. Böyle bir kritik ortamda particilik, siyasi rant ve politik konuşmaların anlamı yoktur. Daha doğrusu olmaması lazımdır. Ancak depremin ikinci günü sabah haberlerinde AKP sözcüsünün ifadeleri çirkin olmuştur. Efendim AKP, milletvekilleri, MYK üyeleri ve MHP milletvekilleri sahadadır. Sözü hiç tasvip görmemiştir. Sevk ve idare hatalı olmuştur. Bu hatalar birçok cana mal olmuştur. TV kanalları bile tarafsızlığını koruyamamıştır. Ekiplerin yönlendirilmesi yanlış olmuştur. Ben bunları yardıma giden gençlerden dinledim. Haberleri devamlı izledim. Neticede yetkili ağızları bazı noksanlarının olduğunu ifade ettiler. Gönül isterdi ki siyasetçilerde tek yumruk olsun.