SON DAKİKA
Hava Durumu

DARBELERE VE 15 TEMMUZA NASIL GELİNDİ?

Yazının Giriş Tarihi: 09.07.2017 22:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.07.2017 22:02
Sevgili okuyucularım. En kötü sivil iktidar, en iyi darbeci yönetimden çok daha iyidir. Bu gerçeği hiç unutmayalım. Darbelere nasıl gelindi nasıl hatalar yapıldı? Kısaca bir göz atalım.
 
 
27 Mayıs 1960 ihtilalini muhtelif kalemlerden okudum. Bebek davası, köpek davası, kilot davası hepsi yalan ve iftira. Rahmetli Alpaslan Türkeş’ in kaleme aldığı “27 Mayısın iç yüzü” merhum Dündar Taşer’in “Büyük Türkiye Rüyası” adlı eseri inceledim. Menderes’in ve arkadaşlarının idam edilmemeleri için, Cemal Gürsel’e gönderilen mektupları, bazı yayınlardan takip ettim. Rahmetli babam Menderes’e çok ağlardı. Bir gün cüzdanından bir gazete parçası çıkardı. Oğlum okuryazar değilim. Bu resimlerin altında ne yazıyor? dedi. Bende gazete parçasını elime aldığımda adeta şok oldum. Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idamlık giysiler içinde ki fotoğrafları, altında şu ibare yazılı son söz. “Ben ve arkadaşlarım, biz mason değiliz hacı” bu yazıyı okuyunca merakım bir hayli artmış oldu. Cidden inceledim. Vardığım sonuçlar elbette bir makaleye sığmaz. Ancak idarecilerin ve devlet adamlarının çok dikkatli ve çok şüpheci olmaları gerektiğine, ağızlarından çıkan sözün nereye varacağını hesaplamaları gerektiğine inandım.
 
 
     12 Eylül 1980 darbesi. O dönemde İzmir Basmahane’de Şeyh camiinde imamdım. 5 eylül 1980 de en küçük kardeşim Abdül Kadir Kılıç, akşam namazına giderken abdestli bir şekilde devrimci geçinen piyonlar tarafından şehit edilmişti. Rahmetli anacığım kanlı elbiselerini bebek yapıp ayaklarında sallarken akli dengesini yitirmişti. O dönemin kardeş kavgası ve genelkurmay başkanı olan, merhum Kenan Evren’in Fatsa semalarından geçerken, helikopterin yüksekten uçması hususunda uyarıldığını hatırlıyorum. Darbe sabahı amerikan devlet başkanının tatil yaptığı yerde haberi aldığında “bizim çocuklar başardı” sözü çok manidardır. Ama 12 Eylül’e nasıl gelindiği ve getirildiği, kimlerin sorumlu olduğu hesap edilmelidir. 12 Mart muhtırası ve 28 Şubat hiç unutulmaması gereken filmlerdir. Batı çalışma grubunun eylemleri malumdur. Ortadaki sözde din adına yapılan irticai faaliyetler hala gözlerimizin önündedir.
 
 
     15 Temmuz’a baktığımızda, buraya nasıl gelindiğine kısaca göz atalım. Evvela Fethullah hocanın eğitiminde, emniyette, maliyede ve askeriyede örgütlenmelerine kimler göz yumdu? “Ayıda, domuzda haramdır. Her ikisini de def edecek duruma gelinceye kadar, domuzun eve girmemesi için ayıyı kapıya nöbetçi tutacağız.” Diyen Fetö’nün bu son sözü, ilgililerin hiç mi kulağına gelmedi? Şayet gelmedi ise MİT yetkilileri ve siyasi şube elemanları, ne iş yapıyor diye adama sorarlar. Toplanılan kurban paralarına nasıl göz yumuldu. Fitreler, zekâtlar verilen arsa ve araziler. Bunların sorunluları kim veya kimlerdir? PKK’ya karşı kırsalda ve şehirlerde operasyonlar bir ara niçin engellendi? Özel harekâtın elinden, silahlar niye alındı? Buralara nasıl gelindi? İnşallah aynı hatalara tekrar düşülmez. Çok dikkat gerek.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.