Beceriksiz, kabiliyeti ve liyakati olmayanların ellerine teslim edilen her işin sonu başarısız olur. Onun içindir ki şanlı Peygamberimiz ‘’Emanet ehline verilmeyince kıyameti bekleyin’’ buyurmuştur. Layık olmadıkları halde kabiliyetsiz, yalaka tiplerin bir yerlere geldiğinde veya getirildiğinde, o kurum veya işletmelerin nasıl bir sonla karşılaşacakları malumdur. Bu ödlek, korkak, pısırık ve çıkarcı kişilerin durumu tıpkı çürük ipe benzer. Bağlarsın kopar. Koptuğu ile kalmaz bağlanılan unsuru da kendisi gibi çürük hale getirir. Bu liyakatsiz tipler bulundukları yerde tam olarak devletimizi de, milletimizi de, bayrağımızı da, ezan ve istiklalimizi de temsil etmekten aciz kalırlar. Şahsım adına yurt içinde ve yurt dışında bu bağlamda çok örnekler gördüm. Bunların kendilerinden başka kimseye bir faydaları olmaz. Onun içindir ki rahmetli Sadi Şirazi şöyle diyor; ‘’İnsan ruhunu iki şey karartır. (Lekeli ve kirli hale getirir) Birincisi: Susulacak yerde konuşmaktır. İkincisi ise: Konuşulacak yerde susmaktır.’’
Elin gavuru İslami terör ifadesini kullanır. Çürük ve liyakatsiz zavallı, sadece alkış tutar. Elin sapık adamı dört evliliğin lüzumundan bahseder. Benim ateşem susar. Sonra da kebap, köfte ziyafetleri gırla gider. Elin sapığı Kur’an meali yerine, tam ilmihal saadeti ebediye satar. Benim hocam engel olmak yerine elini ovuşturur. Böyle binlerce örnek verilebilir. Şu anda Ordu’daki sel felaketini izliyorum. Yıkılan köprülerin tamamı, yeni olanlar. Ceviz Deresi’nde, Çalışlar Deresi’nde, Elekçi Çayı’nda, Ilıca Suyu’nda ve Bolaman Irmağı’nda çok balık tuttum. Oraları iyi bilirim. Eski köprülerden bir tane bile yıkılan yok, işte konuma malzeme olarak alıyorum. Bu çürük ipler ve liyakatsiz tipler, elediğimiz adamlar bu köprüleri nasıl yaptı da ikide bir yıkılıyor, ayaklar çöküyor. İnsaf demekten başka elimizden ne gelir? Bunların kontrol mühendislerinin vicdanları acaba şimdi rahat mı? Bunların ihalelerini yapan bakanlıklar, yahut ilgili birimler bu mesuliyetten nasıl kurtulacaklar? Altyapı yetersizliği belki doğrudur. Ancak bu altyapıyı dizayn eden iki ayaklı üstyapılar ne olacak? Bunlardan hesabı kim soracak? İslam ve Ekoloji isimli eseri okursanız, doğanın dengesini bozanların yüzünden tabiatın intikamını alacağını hiç unutmayalım. İklim değişiyormuş, elbette değişecek. Bunca zehirli gazlar, bunca zehirli tohumlar, vahşice yapılan doğa cinayetleri, kahpece çıkarılan yangınlar ve de garun ruhlu kapitalist şuurlu küresel sermayenin vampirleri acaba sahip oldukları fabrikalarının atıklarını bırakarak, daha ne kadar canlının katilleri olacaklar.
DEVAM EDECEK...