Cumhuriyet düşmanları ve Atatürk düşmanları her dönemde olmuştur. Öyle görünüyor ki bundan sonrada olmaya devam edecektir. Duamız Allahımız bunlara fırsat vermesin. Bu tipler sivri uçlar olarak bilinir. Çıkar ortaya din adına Cumhuriyeti lekeler “Çamuriyet” sümüğü dökülür. Diğeri çıkar piyasaya aklına göre Atatürk’ü ilahlaştırır. “Herşey odu, varda odur, yokta odur”  gibi zırvalarla saçmalamaya devam eder. Bir başkası çıkar ortaya “Bizim mevlit” ismi ile güya ilahi yazar ve derki; “Ey Samsuna çıkan ilah merhaba ”. Böyle onlarca saçmalıklar vardır. Bunlara nisbet olsun diye öteki çıkar sahneye “Atatürk ‘ün devamlı şarap içtiğini, sabahlara kadar uyumadığını, aşk meşk yaptığını” yazar. Al birini vur ötekine ikiside katmerli ve çağdışı yobaz. Bu yobazlar ve ihanet elemanları her fırsatta salya akıtmaya devam etmişlerdir. Allahımıza Hamdüsenalar olsun ki Müslüman Türk Gençliği hem Cumhuriyeti hem de Ataürk’ü bağrına basmıştır. Bir çok siyasetçinin hala istismar ettiği türban konusu bile Merhum Atatürk 1924’te çözmüş ve şöyle demiştir. Erkek arkadaşlar kadınlarımız Yüce dinimiz İslamın Esbabı mucibelerini bilmiş olsalardı ne bu kadar açılacaklardı ne de bu kadar kapanacaklardı. Onlar gözleriyle dünayayı  seyretsin. Yüzleri cihana açılsın. İmza Mustafa Kemal bakınız Dr. Ahmet Gürtaş Diyanet İşleri Başkan. Yayınları Atatürk ve Din Eğitimi beyler sevgili okuyucularım lütfen araştırın inceleyin, Kuran’ın tabiriyle Fasıklar haberleri  ve sözlerine inanmasın. Sahte İsalar, Sahte Mehdiler, Yalancı Peygamberler çıktığı ve çıkarıldığı gibi sahte Atatürkçüler ve sahte Cumhuriyetçilerle çok çıkmış ve bundan sonrada çıkacaktır. Hem İslam Aleminin, hemde Müslüman Türk milletinin başına gelenlere bakacak olursak, şuursuz bir zihniyetin piyasaya çıkmasını görürüz. Bu bağlamda insan ruhunu ve aksiyonunu derinden teneffüs eden Mehmet Akif Ersoy “Tekkelerde çöreklenir kalan, bu dünyadan geçmez, öbür dünyada çökmez” İlimler yüzünden ömrünü rahle başında geçiren başı sarıklı sözde hocaların mezelletin, merkenetin ta kendisidir, diyerek yermiştir. Tevekkül denilen anlayışın İslam milletleri için korkunç bir felaket olduğunu, bizi asırlarca medeni alemin arkasında bıraktığını üzülerek ve yakıla yakıla anlatmıştır. Çalış dedikçe şeriat, çalışmadın durdun, onun hesabınca birkaç hurafe uydurdun. Sonunda birde Tevekkül sokup araya zavallı dini çevirdin onunla maskaraya, Allah deyip yan yatan, yataktan çıkmayan, zahmetsiz nimet bekleyen ter  dökmeyen uyuşuk, batıl zihniyeti adete perişan etmiştir.
DEVAM EDECEK…