SON DAKİKA
Hava Durumu

CUMHURİYETE NASIL GELİNDİ (2)

Yazının Giriş Tarihi: 31.10.2018 21:45
İnsanların kin ve nefrete dayalı olarak fikir beyan etmesi, kullandığı kelimelerin, yaptıkları benzetmelerin hoş olmayan şeylerle irtibatlandırılması son derece sakıncalıdır. Avrupalının ve batılının ihanetlerine baktığımız zaman bu tespitlere çok rastlanır. Orta Çağ’ın karanlıklarını nura çeviren, İslam’ın ahlak ve faziletini prensip eden ecdadımıza dil uzatırken çok daha dikkatli olmak lazımdır. Engizisyon mahkemelerinde kazıklara geçirilen, vahşice katledilen, yırtıcı hayvanların önlerine atılan canlı insanları hangi sebeple bu cezalara çarptırıldılar. Geçmişleri kirli ve kan izleriyle lekeliden Avrupa ve batının elbette ecdadımızı tenkit edecek bir pozisyonları yoktur. Atalarımız Osmanlı’nın Köprülüden sonra zayıflamaya başlaması bir vakadır. “Her kemalin bir zevali vardır” örneklemek gerekirse şanlı Peygamberimizden sonra 4. Halife Hz. Ali efendimizle başlayan fitne hareketleri, Hz. Hüseyin’in şehadetiyle doruk noktasına nasıl ulaştı ise, Osmanlı’daki Saltanat kavgaları ve fikir ayrılıkları da hat safaya çıkmıştır. Rumların, Ermenilerin, Arapların ve diğer azınlıkların isyanı, başı bozuklar, çapulcular bir anda ihanetlere başlamışlardır. 1877’de Osmanlı Türk ordusunun sayısı 700 bindir. Bunun 127 bini Kuzey Balkanlarda, 30 bini Güney Balkanlarda, 77 bini Kafkas Cephesi’ndedir. İhtiyadların yükünü ise 234 bin kişiden ibarettir. 19. asrın ikinci yarısında ordu yeniden yapılanmak üzere ıslahat hareketlerine başlanmış ise de, Kırım Harbi ile birlikte zafiyet yine ortaya çıkmıştır. 1909 tarihinde Jön Türk hareketi ehliyetli kişileri iş başına getirmişlerse de, başka zorluklar baş göstermiştir. Makedonyalılar, Rumlar, Ermeniler ve diğer Hristiyan azınlıklar Jön Türk hareketinin aleyhinde olmuşlardır. Bulundukları bölgelerde istiklallerinin verilmesini istemişlerdir. Birinci Cihan Harbi ile beraber Enver Paşa’nın da hayalleri ile mağlubiyet yaşanmıştır. Sarıkamış Vakası bu işin sonu olmuştur. Basra Körfezi’ndeki Arap isyanları, aşiret reislerinin, şıhların, seyitlerin ehli küfürle yaptıkları iş birlikleri Türk milletini Anadolu’ya sıkıştırmıştır. Tabi bu konular çok kısaltılarak kaleme alınmıştır. Yeni Türkiye’nin doğuşu ve yeni devletin temellerinin atılması asla kolay olmamıştır. Çanakkale’de verilen 252 bin şehidin 52 bini okumuş, bilgili insanlardır. Peşinden Kurtuluş Savaşı ve isyanlar. İçteki, dıştaki ihanetler. Pusuda yatan alçaklar. Bu arada Mustafa Kemal Atatürk için verilen ölüm fermanları, katli vaciptir fetvaları. Bu şartlarda Cumhuriyete atılan o güzelim adımlar ve Milli Mücadele’ye can veren, kan veren, hayat veren atalarımız. Bugün Cumhuriyet düşmanı bir takım zibidi cumbazların varlığı bilinmektedir.
DEVAM EDECEK

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.