SON DAKİKA
Hava Durumu

Çok çaldılar, çok yediler çok

Yazının Giriş Tarihi: 20.12.2022 17:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.12.2022 17:10
Sevgili okuyucularım. Türkiye'nin gündeminden hiç düşmeyen, hem dinen hem de hukuken haram ve yasak olan konuların en başında yolsuzluklar, devletin ve milletin malına el uzatmalar gelmektedir. Rüşvetler, dolaylı yollardan yapılan hırsızlıklar bunlara dahildir. Siyasi destekli tefecilik, siyaset ağırlıklı krediler de bunların içindedir. Ben 1958'de 10 yaşındaydım cenneti mekân, rahmetli babam komşularımıza anlatırdı. "Yahu Ankara'dan yol yapımı için gönderilen paraları hep yemişler. Vatan Cephesi'nin hırsızlık çetesini bilmiyorum parayı onların vasıtasıyla yiyorlarmış. Hepsi de bu vurgunun içinde" diyordu. Milletvekillerinin tavsiyesi üzerine adı tüccar olan, belli adamlara Ziraat Bankası ucuz krediler veriyordu. Onlar da en ucuzu yüzde 50 yüzde 70'le fındık üreticilerine veriyorlar. Bir de kefil olarak açık senet imzalatıyorlardı. Borçlar ödenirken üreticinin verdiği fındıkta, ayrıca yaş ya da iyi kurutulmamış diyerek yüzde 3 ile yüzde 5 arası fire düşürüyorlardı. Randıman da hesaba katılırsa alınan paranın faizi en az yüzde 80 oluyordu. Giden yayık tereyağları, köy yumurtaları ve köy tavukları hariç bizler bu şekilde okuduk. Benim 1 yıllık yurt param için 1968'de babamın aldığı bin lirayı ben 1971'de bitirdim. Öde öde bitmiyor. Daha sonra Türkiye, Yahya Demirel'in yapmış olduğu sözde ihracat vurgunları ile çalkalandı. 1974'te Ordu İmam Hatip Okulu Mezunları Derneği Başkanı olarak 34 arkadaşın kendim dahil dosyalarını Ankara'ya götürdüm. Uğradığımız haksızlıkları engellemek için Ordu milletvekillerinin kaldığı bir otele gittim. Kırmızı halı döşeli poker masaları, lüks isteğe göre kimisi viski, kimisi likör yudumluyor. Milletin yanında, seçim meydanlarında sözlü kavga edenler orada kol kola... Daha sonraki yıllarda milli damatlar, papatyalar, gümrüklerdeki bavul ticaretleri gecelik türedi zenginler ve rüşvetler.
Sevgili okuyucularım. O günlerden bu günlere gelinceye kadar hiçbir şekilde yolsuzlukların, vurgunların, sosyal hırsızlıklarının önüne geçilmedi. Müftülük yaptığım bir ilçenin sayın savcısı bir gün ziyaretime gelerek üzgün ve dertli bir şekilde, "Kıymetli müftüm sizinle vedalaşmaya geldim. Savcılıktan istifa ediyorum. Oturduğum koltuk parası falanca mafya lideri tarafından ödenmiştir. Benim o koltukta oturarak adalet dağıtmam mümkün değildir" demişti. Sonra da ayrılıp avukatlığa başladığını duymuştum. Bir ara Hacca giderken, Habur gümrük müdürü yanıma geldi. "Hoca çok sevdiğim bir arkadaşımın akrabası oluyormuşsun. Arap kızı dahil istediğini getirebilirsin" dedi. Teşekkür ettim. Özel cemaati olan şarlatanlar birçok elektronik eşya alırken, ben bir teyp bile alamadım. Sayın müdür dönüşte, "Hoca adam gibi adamsın. Örnek insansın. Tebrik ediyorum" diyerek memnuniyetini belirtmişti. Çünkü şıhların, seyitlerin eşyalarından onlarca kaçak mal çıkmıştı. DEVAM EDECEK
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.