Sevgili okuyucularım, yeryüzünde canlı varlıkların sayılarının devamı üreme faaliyetine, bu da genel olarak erkek ve dişi olmak üzere iki farklı cinsin ortak faaliyetine bağlıdır. Kur’an-ı Kerim’de varlıkların erkek ve kadın olarak çiftler halinde yaratılmış olduğu, insanların da kadın ve erkek olmak üzere iki ayrı cinste bir çift olarak yaratıldığı bildirilir. (Bakınız Rad Suresi Ayet 3., Taha Suresi Ayet 53., Yasin Suresi Ayet 36., Zariyat Suresi Syet 49., Fatır Suresi Ayet 11., Şura Suresi Ayet 11., Hucurat Suresi Ayet 13., Necm Suresi Ayet 45.) Bu itibarla cinsiyet farklılığı ve bu farktan doğan her şey arizi (tesadüfen, husit) olmayıp, aksine hayatın devamı, sürekliliği ve düzeni için zaruridir. Erkek ve kadın olarak ayrılan iki farklı cinsiyet, tek tek ele alındığında birbirinin aynısı olmayıp, aralarında yaradılış farkları vardır. Bu farklılıklar beden yapısında olduğu gibi duygu, düşünce, davranış ve tutumlarda da kendini gösterir.
İslam’a göre, insan olmaları bakımından kadın ve erkek arasında herhangi bir ayrım söz konusu değildir. Her ikisi de insan cinsine dâhil olmaları bakımından eşittirler. Kur ‘an-ı Kerim’de insanlar arasında bilgi ve takva dışında bir derecelenmeye yer verilmediği (Hucurat Suresinin 13., Zümer Suresinin 9.) yapılan iyi işlerin karşılığının erkek-kadın ayrımı gözetmeksizin aynı ölçülerde verileceği bildirilir. Nahl suresi 97, Ahzap suresi 35). Yine Kur’an-ı Kerim’de İslam öncesi Arap toplumundaki kadın cinsiyetini aşılayıcı anlayış uygulamalarda şiddetle eleştirilip reddedilir. (Nisa 124., Enam 140., Nahl 58, 59, Zarraf 17, Tekfir 8,9 ) böylece İslam ne bir cinsin diğerine üstünlüğünü ne de aralarında her yönden tam bir eşitlik olduğunu benimser. İslami anlayışa göre her cinsin has ve diğerinde bulunmayan özellikleri vardır. Dolayısıyla cinsler karşılıklı olarak birbirlerini tamamlar. Cinsiyetler arasında hem bir bütünleşme ve tamamlayıcılık, hem de rekabet söz konusudur. İslam, cinsiyetlerin birbirleriyle çatışan değil, birbirini bütünleyen özellikler olduğunu gösteren bir insanlık düzeni getirmiştir. İslam aile düzeni erkek ve kadının mümkün olan en üst seviyede kendi cins rollerinin gerektirdiği sorumluluklarının yerine getirmesini dini bir anlam kazandırmıştır.
 Şu gerçeği iyi anlamak lazımdır. Cinsiyet insan davranışlarını etkileyen önemli bir güdüdür, önemli bir duygudur. Her cins diğerine karşı ilgi duymaktadır. (Aliimran 14., Yusuf Suresi 23-24, 30, 32, 33) Hazreti Peygamberimiz bir Hadisinde (sözünde) kendisine dünyada üç şeyin sevdirildiğini belirtmekte ve bunların arasında kadını zikretmektedir. Diğerleri namaz ve güzel kokudur.
 (Kaynak- Diyanet ilmihali cilt 2 sayfa 123-124).                                                                                             Devam Edecek…