Bir tarih hazneyi soymuşlar. Sultan ferman çıkarmış. Hırsızı bulana 1000 altın (akçe) vereceğini vadetmiş. Borazan başı sokak sokak dolaşarak haberi duyurmuş. Genç bir delikanlı, “Şartlarım yerine getirilirse ben bulurum” diyerek piyasaya çıkmış. Sultan da, “Şartlarını öğrenin” emrini vermiş. Gencin şartı şudur. Şehrin ana caddesinde bir tak kurulacak ve herkes onun altından geçecek. Tak kurulur, herkes altından geçer. Sadece çıngıraklı dede olarak tanınan ve cübbesinin eteklerine çıngırak takarak yürüyen, sesi duysunlar da böcekler, karıncalar ezilmesin diye çıngıraklarını taktığını söyleyen bu şekilde çevresine iltimad telkin eden şarlatan meczup takın altından geçmemiştir. Delikanlı onun da geçmesini istemiştir. Çünkü hırsız soyguncu bulunmazsa kellesi kesilecektir. Çıngıraklı getirilir ve takın altından geçer. Delikanlı birden oturduğu yerden fırlar ve acele olarak çıngıraklının mâlikanesinin aranmasını ister. Çevredekiler adeta isyan eder. “Nankör, ahlaksız adam. Böyle mübarek, böcekleri bile incitmeyen bir adama iftira atmaya utanmıyor musun” diyerek delikanlıya saldırırlar. “Sultanımız, vurun bunun kellesini diye bağrışırlar” Çıngıraklı dedenin mâlikanesi aranır, halıların kilimlerin altından çil çil binlerce altınlar çıkar. Çıngıraklı tutuklanır ve cezasını çeker. Peşine giden ve sohbetlerini kaçırmayan müridleri de uyanmış olur. Not: Bu ibretlik kıssayı, Rahmetli Ahmet Serdaroğlu Hocamız Antalya’da bir sohbette anlatmıştır. Düşünenler ve mukayese yapanlar için çok ibretler ifade ediyor. Dünü ile bugünü ile çıngıraklı hırsızlar ve çıngıraklı dedeler devamlı çoğalıyor. Adı ve isimleri değişik olsa bile eylemleri hiç değişmiyor. Hepsinin de hedefinde var olan planlı programlı entrikalarla, para para para... Elbette bunların arkalarında gizli ve kirli bir parmak vardır. Geldiğimiz noktada şıhmış, seyyitmiş, cemaatmiş, tarikatmış, mezhepmiş bunlar artık bölücü ve parçalayıcı oluyorlar. Kitabımız Kuran, dinimiz İslam, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v), kıblemiz Kâbe. Müslüman Türk Milleti’ndenim. Hz. Adem’in zürriyetindenim. Müminim, Hakka Müslüman’ım. Elhamdülillah. Aman çıngıraklı hırsızların tuzağına düşmeyelim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
ÇINGIRIKLI HIRSIZLAR VE ÇINGIRAKLI DEDELER
Bir tarih hazneyi soymuşlar. Sultan ferman çıkarmış. Hırsızı bulana 1000 altın (akçe) vereceğini vadetmiş. Borazan başı sokak sokak dolaşarak haberi duyurmuş. Genç bir delikanlı, “Şartlarım yerine getirilirse ben bulurum” diyerek piyasaya çıkmış. Sultan da, “Şartlarını öğrenin” emrini vermiş. Gencin şartı şudur. Şehrin ana caddesinde bir tak kurulacak ve herkes onun altından geçecek. Tak kurulur, herkes altından geçer. Sadece çıngıraklı dede olarak tanınan ve cübbesinin eteklerine çıngırak takarak yürüyen, sesi duysunlar da böcekler, karıncalar ezilmesin diye çıngıraklarını taktığını söyleyen bu şekilde çevresine iltimad telkin eden şarlatan meczup takın altından geçmemiştir. Delikanlı onun da geçmesini istemiştir. Çünkü hırsız soyguncu bulunmazsa kellesi kesilecektir. Çıngıraklı getirilir ve takın altından geçer. Delikanlı birden oturduğu yerden fırlar ve acele olarak çıngıraklının mâlikanesinin aranmasını ister. Çevredekiler adeta isyan eder. “Nankör, ahlaksız adam. Böyle mübarek, böcekleri bile incitmeyen bir adama iftira atmaya utanmıyor musun” diyerek delikanlıya saldırırlar. “Sultanımız, vurun bunun kellesini diye bağrışırlar” Çıngıraklı dedenin mâlikanesi aranır, halıların kilimlerin altından çil çil binlerce altınlar çıkar. Çıngıraklı tutuklanır ve cezasını çeker. Peşine giden ve sohbetlerini kaçırmayan müridleri de uyanmış olur. Not: Bu ibretlik kıssayı, Rahmetli Ahmet Serdaroğlu Hocamız Antalya’da bir sohbette anlatmıştır. Düşünenler ve mukayese yapanlar için çok ibretler ifade ediyor. Dünü ile bugünü ile çıngıraklı hırsızlar ve çıngıraklı dedeler devamlı çoğalıyor. Adı ve isimleri değişik olsa bile eylemleri hiç değişmiyor. Hepsinin de hedefinde var olan planlı programlı entrikalarla, para para para... Elbette bunların arkalarında gizli ve kirli bir parmak vardır. Geldiğimiz noktada şıhmış, seyyitmiş, cemaatmiş, tarikatmış, mezhepmiş bunlar artık bölücü ve parçalayıcı oluyorlar. Kitabımız Kuran, dinimiz İslam, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v), kıblemiz Kâbe. Müslüman Türk Milleti’ndenim. Hz. Adem’in zürriyetindenim. Müminim, Hakka Müslüman’ım. Elhamdülillah. Aman çıngıraklı hırsızların tuzağına düşmeyelim.