Kıymetli okuyucularım.
Kuşkusuz tarihin en eski sosyal sınıfı çiftçilerdir. Topraktan yaratılan insanoğlu ekmeğini yine toprakta aramıştır. Tabiatla en çok haşır neşir olan çiftçilerimiz üretim sahasında her türlü fedakarlığı yapmıştır. Toprağı işleyerek, hayvan yetiştirerek, bitkilerle adeta sevişip konuşarak nasırlı elleri ile tellerini silerek çoğu zaman yaralarını topraktan çıkan bitkileri ezerek tedavi etmişlerdir. Onlar bereketli yıllar da Allah'a şükür etmişler, kurak ve verimsiz yıllarda sabır ve tevekkül etmeyi ihmal etmemişlerdir. Daima barış içinde olmuşlar, dertlerini ve sıkıntılarını ellerinden geldiğince paylaşarak gidermeye çalışmışlardır. Çiftçilerimiz, 'Benim sadık yarim kara topraktır' şuurunu her zaman prensip edilmişlerdir. Çiftçilerimiz kavgacı değildir. Barıştan yanadır. O çiftçiler ki toprağı alın terini ve emeğini bıraktıktan sonra gerisini Allah'a havale eder. Çünkü o dinine bağlıdır. Çiftçi eken benim fakat veren Allah'tır diye inanır. Kitabımız Kur'an da "Şimdi bana ekmekte olduğunuzu haber verin onu siz mi bitiriyorsunuz yoksa bitiren biz miyiz" buyuran Rabbimizin mesajı onlar için imanın gereğidir. Bak Vakıa Suresi ayet 63-64.
Kıymetli okuyucularım.
Dünyaya baktığımızda çiftçilik öneminden hiçbir şey kaybetmemiştir. Sanayileşmeye paralel olarak biraz sayıları azalmıştır. Ancak insanların tarım ürünlerine olan ihtiyaçları hiç azalmamış bilakis çoğalmıştır. Çiftçiler günün şartlarına göre dizayn edilmesi gereken maalesef bir takım çıkarcı ve menfaat düşkünü rant kolikler tarafından hem aldatılmışlar hem de istismar edilmişlerdir. Karadeniz'de fındık ve çay, İç Anadolu'da buğday ve arpa, Akdeniz'de narenciye, Marmara ve Ege'de meyve çeşitleri ve ayçiçeği bunlarla beraber, pirinç mercimek, nohut, kuru fasulye ve diğerleri. Siyasi iktidarlar bu bağlamda millilik vasfını kaybetmiştir. Mesela Fiskobirlik fındık alımlarında başarısız olmuş ve geç kalmıştır. Üstelik birileri Fiskobirlik’in zarar etmesine sebep olmuş ve piyasadan çekilmiştir. Çaykur aynı agibata uğramıştır. Toprak mahsulleri ofisleri çiftçiyi mağdur etmiş ve üzülerek itiraf edelim ki ithalat vazgeçilmezleri olmuştur. 15 Ekim 2021 Cuma günü çıkan bir haberde Yenişehir ve İnegöl'de yetiştirilen çerezlik ayçiçeği için Büyükşehir Belediyesi'nin devreye girdiği ve çiftçinin kazandığı bildiriliyordu ancak atılan adımlarda geç kalınmıştır. Çoğu borçlu olan küçük çiftçi elindeki malını ucuz olarak ölü fiyatına vermişti. Kazananlar yine sermaye sınıfı ve borcu harcı olmayan malını bekletme imkânı olanlar. Fiskobirlik de aynısını yapıyor. Gurbetçiler, borçlular, garibanlar ellerindeki mallarını sattıktan sonra bir anda fiyatlar tavan yapar. Kazananlar Ziraat Odası Başkanı Sadi Aktaş'ın dediği dev firmalar kapitalistler olmuştur. Tabiri mi hoşgörün vur abalıya mantı bal gibi çalıştırılıyor. Yanlış politikalar yüzünden dünyada kendisine yeten hatta ihracat yapan Türkiye'nin tarım ürünleri ithal etmesi üzücü ve düşündürücü olmuştur. Dolarla ithal edilen ürünler paramızın alım gücünü perişan etmiştir.