Sevgili okuyucularım, 8 Haziran 2021 Salı günü için takvimlerde ‘Dünya Çevre Koruma Günü ve Haftası’ notunu görüyoruz. Aynı tarih şanlı Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.A.S) Miladı 632 yılında vefat ettiği tarihtir. Onun için şanlı Peygamberimizin çevre ve tabiatla ilgili cihanşümul mesajlarından bazı örnekler vermek istiyorum. Birincisi şudur;
Evlerinizi komşuların (diğer insanların) güneşini (manzarasını) engelleyecek şekilde yüksek yapmayın. Şanlı Peygamberimizin (S.A.S) bu tavsiyesini komşuluk ve insanlık ilişkilerinde çok mühim ve kuşatıcı rol oynamakta ve çevre konusunda bizlere ışık tutmaktadır. Bu bağlamda bazı “muhafazakâr ve dindar” geçinen kişilerin kendilerini sorgulamaları lazımdır.
Gökdelenler, plazalar, çok katlı binalar, betonlaşan yeşil alanlar, tahrip edilen çevre ve doğal cinayetler, ölüme terk edilen canlılar… Bunları görmezden gelerek demagoji ve sloganlarla çevre dostu görünenler kesinlikle samimi değiller.
Kıymetli okuyucularım, din adamlarımız İslami ilimler açısından, tıp adamlarımız sağlık ve tıbbi yönden, botanikçiler, jeologlar, su ürünleri uzmanları, ziraat mühendisleri, mimarlar, deprem uzmanı bilim adamları ve iklimleri inceleyen güvenilir kişiler devreye girmeli. Çevrenin ve tabiatın korunması ile ilgili tüm çalışmalar değerlendirilmelidir. Siyasi iradenin ve siyasi arzuların talep ve istekleri doğrultusunda yapılan çalışmalar ilmi değil politiktir. Onun için bütün dünyada hüküm süren bir çevre sefaletti ve doğa katliamı tabiat tahribatı vardır. Üzülerek ifade edelim ki Türkiye’de bu sefaletin içine düşürülmüştür.
Sevgili okuyucularım, günümüzde çevre sorunları; birinci sırada insanlık olmak şartıyla bütün canlı türlerini, doğal güzellikleri, tabiat harikalarını tahrip ve tehdit eder boyuta gelmiştir. “Biz her şeyi bir ölçü (bir düzen ve ahenk) üzere yarattık ve bunu bir defaya mahsus olarak yaptık” buyuran Yüce Allah bizleri ikaz etmektedir. “Yeryüzünü yaydık ve içerisine kazıklar attık ve yeryüzünü hikmet terazisi ile tartılmış her ölçülü şeyden yarattık” ilahi mesajı ve “Size verdiğimiz belli bir ölçüde ikram ettiğimiz nimetleri idareli kullanın. Çünkü her ne kadar bunlar bizim katımızda depolanmış ise de sizin böyle bir deponuz yok” uyarısı insanlık için yeterli değil midir?
Kıymetli okuyucularım, Kuran ve sünnette 50’nin üzerinde adı geçen ‘fesat’ sözünün geldiği anlamlar şöyle ifade edimliktedir. Helak, kıtlık, harap olma, küfür, malı haksız yere alma, günah işleme, öldürme ve tahribat anlamlarına gelmektedir. Tefsir âlimleri, ilim adamları fesat kelimesinin incelemesinin yaparken kirlenme, bozulma şeklinde anlamlar vermişlerdir. Yani çevredeki maddi kirlenme ve maddi pisliklerin, evrensel ahlakın bozulmasından bahsetmişlerdir. Doğal güzelliklerin korunmasında en güçlü kontrol bilinci şüphesiz insandır. İnsanın kendi vicdanıdır. Vicdanlar kararmış ise düzen, hukuk, çevre tahribatı devam edecektir. Sonra da birileri kalkıp utanmadan ‘takdiri ilahi’ diyerek suçunu örtmek için haşa Allah’ı şahit gösterecektir. Yazık oluyor insanlığa.