Kıymetli okuyucularım,
Demeçler, siyasi sloganlar, endişeler, yapmacık ve göstermelik teşebbüsler, tabiat ve sosyal çevreye karşı ekolojik mesuliyet ve duyarlılığımızı daha doğrusu tabiat ve çevre bilincimizi yeterince karşılamaktan uzaktır. Gelin birlikte konuyu inceleyelim ve ilahi mesajlara göz atalım. “İnsan yiyeceğine bir baksın. Biz yağmuru bol bol yağdırdık. Sonra toprağı güzelce yardık. Bu suretle orada ekinler bitirdik. Üzümler, yoncalar, zeytinlikler ve hurmalıklar, ağaçları bol bahçeler, meyveler, çayırlar sizin ve davarlarınızın faydalanması için.” (Abese Suresi’ne bakınız) Gökyüzünü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) O koydu. Sakın (ola ki) nizamda dengede taşmayın, dengeyi bozmayın. Tartıyı adaletle doğru tutun da ölçüde (mizanda) eksik yapmayın. Yeri de bütün mahlukat (varlıklar) için koydu (Yarattı). Onda meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır. Yapraklı taneler ve hoş kokulu çiçekler var. O halde Rabbimizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz. (Rahman Suresi)
Kıymetli okuyucularım,
Yüce Rabbimiz çevreyi (yeryüzünü) temiz yarattığını karada ve denizde insanların işledikleri günah (kötülük) sebebiyle fena çıkararak çevreyi (ekolojik dengeyi) bozduklarını bildirmektedir.
Dikkat edilirse Allah hem tatlı hem de tuzlu suda tatlı balık vermiş ve kullarının istifadelerine sunmuştur. Bunun için biz, sularımızı temiz tutmak ve de korumak zorundayız. Aynı şekilde ormanlar da korunmak zorundadır. Peki dünya insanlığı (İslam alemi ve Türkiye dahil) bu nazik ve hayati konunun neresindeyiz.
Ekolojik dengeyi bozan doğa ve çevre katilleri insanlığı fitne çukurlarına atmaya çalışan sözde medeni, özde vahşi güçler, Denizlerin, göklerin ve yeryüzünün insanların hizmetine verildiğini düşünmeyen beyinler, bunların insanlık için vereceği hiçbir hizmet yoktur. Bir elbisenin temiz tutulması gibi kişiler ve fertler de temiz tutulmalıdır. Bunun için en başta ahlaki güzellikler gelmektedir. Çevre temizliği ile ilgili sevgili peygamberimiz “Lanet ve nefrete sebep olan iki şeyden sakının. Birisi insanların gelip geçtiği yollara ve yerlere diğeri de su kenarlarına pislemektir” buyurmaktadır. Şimdilerde insanlar bırakın kenarları suların içine, denizlerin ortasına pislik bırakmaktan utanmıyorlar. Sonra da medeni ve çağdaş olmaktan bahsediyorlar.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Çevre bilinci ve iklim değişikliği
Demeçler, siyasi sloganlar, endişeler, yapmacık ve göstermelik teşebbüsler, tabiat ve sosyal çevreye karşı ekolojik mesuliyet ve duyarlılığımızı daha doğrusu tabiat ve çevre bilincimizi yeterince karşılamaktan uzaktır. Gelin birlikte konuyu inceleyelim ve ilahi mesajlara göz atalım. “İnsan yiyeceğine bir baksın. Biz yağmuru bol bol yağdırdık. Sonra toprağı güzelce yardık. Bu suretle orada ekinler bitirdik. Üzümler, yoncalar, zeytinlikler ve hurmalıklar, ağaçları bol bahçeler, meyveler, çayırlar sizin ve davarlarınızın faydalanması için.” (Abese Suresi’ne bakınız) Gökyüzünü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) O koydu. Sakın (ola ki) nizamda dengede taşmayın, dengeyi bozmayın. Tartıyı adaletle doğru tutun da ölçüde (mizanda) eksik yapmayın. Yeri de bütün mahlukat (varlıklar) için koydu (Yarattı). Onda meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır. Yapraklı taneler ve hoş kokulu çiçekler var. O halde Rabbimizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz. (Rahman Suresi)
Kıymetli okuyucularım,
Yüce Rabbimiz çevreyi (yeryüzünü) temiz yarattığını karada ve denizde insanların işledikleri günah (kötülük) sebebiyle fena çıkararak çevreyi (ekolojik dengeyi) bozduklarını bildirmektedir.
Dikkat edilirse Allah hem tatlı hem de tuzlu suda tatlı balık vermiş ve kullarının istifadelerine sunmuştur. Bunun için biz, sularımızı temiz tutmak ve de korumak zorundayız. Aynı şekilde ormanlar da korunmak zorundadır. Peki dünya insanlığı (İslam alemi ve Türkiye dahil) bu nazik ve hayati konunun neresindeyiz.
Ekolojik dengeyi bozan doğa ve çevre katilleri insanlığı fitne çukurlarına atmaya çalışan sözde medeni, özde vahşi güçler, Denizlerin, göklerin ve yeryüzünün insanların hizmetine verildiğini düşünmeyen beyinler, bunların insanlık için vereceği hiçbir hizmet yoktur. Bir elbisenin temiz tutulması gibi kişiler ve fertler de temiz tutulmalıdır. Bunun için en başta ahlaki güzellikler gelmektedir. Çevre temizliği ile ilgili sevgili peygamberimiz “Lanet ve nefrete sebep olan iki şeyden sakının. Birisi insanların gelip geçtiği yollara ve yerlere diğeri de su kenarlarına pislemektir” buyurmaktadır. Şimdilerde insanlar bırakın kenarları suların içine, denizlerin ortasına pislik bırakmaktan utanmıyorlar. Sonra da medeni ve çağdaş olmaktan bahsediyorlar.