İnsanoğlu cennete girince, canının her istediğini, özlemini çektiği her şeyi ve tüm beklentilerini orada hazır bulacaktır. Her açıdan tatmin olunca, ruhsal huzura ve devamlı mutluluğa, ölümsüz hayata kavuşacaktır. Kuran’da ise yaklaşık olarak 30 sure ve 55 ayette cennetten bahsedilmektedir. Sahih hadislerde ise yüzlerce açıklama mevcuttur. Cennetin özellikleri kısaca incelenirse, karşımıza çıkan ilahi müjdeler şunlardır; İçinden ırmaklar akan, cennet meyveleri, tertemiz eşler, koyu gölgelikler, altından, yakuttan köşkler, yemişler, çeşitli nimetler, diledikleri her şey, tahtlar, altın bileziklerle süslenmeler, ince ve kalın ipten ipekli giysiler, sabah akşam rızıklar, meleklerin selam sözleri, orada yorgunluk ve usanmak (bıkkınlık) yoktur. Orada üst üste yapılmış köşkler, bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları, meyvelerin her çeşidi, zevk alacakları her şey, hepsi bir yaşta eşlerini çok seven bakireler, güzel meskenler cennetin sarayları, gümüşten, inciden, altından, zümrütten, mercandan,. Müminlerin giysileri ise cennet ipeğinden olacaktır. Kul olarak bizim cenneti tarif etme imkanımız yoktur. Gözlerin görmediği, kulakların duymadığı insanların kalbine hayaline gelmeyen güzellikler ve farklılıklar alemi, diyebiliriz. İnsana gelince onun için iki durak vardır. Ruhlar aleminden ana rahmine, oradan dünyaya gelen insanın son durağı cennet ya da cehennemdir.
Direksiyon elimizdedir. Azrail peşimizdedir. Karar bize aittir. Yol ayrımında fazla durmaya gerek yoktur. Tabelayı iyi okumamız lazımdır. Şayet yanlışlıkla cehennem yoluna girmişsek, derhal geri dönmeliyiz. Doğamızla örtüşen ve de insana yakışan o güzelim cennet yoluna girmeliyiz. Aksi halde çok geç kalmış oluruz. Allah’tan korkmayan, çağdaşlık ve geçici zevklerimiz için, en çirkin günahları işleyen, mahşerdeki sorgusundan sonra cehennemin fokur fokur kaynayan ‘hamim’ denilen suyu içerken, zakkum denilen pis kokulu meyveleri tadarken, içimiz de dışımız da yanmaya başlayınca pişmanlık işe yaramayacaktır. İman freni patlamış, ahlak farları sönmüş, fani dünyanın cazibesine girmiş tiplerin oyunlarına gelmeyelim. Furkan Suresi’nin 27. ayetinde Rabbimiz; “O gün zalimler (pişmanlıklarından) ellerini ısırarak, ‘Ah! Keşke peygamberlerle birlikte (onların tavsiye ettikleri) bir yol izleseydim’ diyecekler. Orada torpil, tavassud, rüşvet, adam kayırma ve ve benzeri ayaklar yoktur. Rabbim cümlemizi cennetine dahil eylesin. Amin.