SON DAKİKA
Hava Durumu

ÇANAKKALE RUHU VE TÜRK MİLLETİ (3)

Yazının Giriş Tarihi: 20.03.2020 16:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.03.2020 16:43
İkinci Balkan harbi Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’nın birbirleriyle uğraşmaları neticesinde 29-30 Haziran gecesi Bulgarlar’ın Makedonya’da bulunan Sırp ve Yunan ordularına karşı taarruza geçmesiyle başlamıştır. Osmanlı Devleti bu fırsatı kaçırmamak suretiyle Edirne’yi tekrar ele geçirmek istemiştir. 31 Temmuz 1913’te Bulgaristan mütareke imzalayarak muharebeyi bırakmıştır. 29 Eylül 1914’te İstanbul’da imzalanan barışla Türk-Bulgar hududu tayin edilmiştir. Adalar konusunda büyük devletler 1914’te kararlar almıştı. Meis adası hariç İtalyanların işgal ettiği adalar İtalya’ya, İmroz ve Bozcaada hariç diğerleri Yunanistan’a veriliyordu. Ancak Londra antlaşması hukuki bir sürece bağlanmadan 1. Dünya Harbi başlamıştı. Osmanlı Balkan harbini kaybetmişti. Sebebi ise;
  1- Osmanlı harpten yeni çıkmış, yorgundu ve kendi içinde idaresizlik vardı. 2- İç siyasi mücadele, particilik ve Osmanlı idaresindeki gayri müslimlerin vatana, dolayısıyla Osmanlı’ya sadakatsizliği ve ihaneti vardı. 3- Balkanlarda Osmanlı aleyhine ittifaklar yapılırken, ordunun terhisi çok yanlıştı. Birinci Dünya Harbi ile Osmanlı’nın sonu gelmiş ve imparatorluk bitmişti. ‘Ayıdan post, kafirden dost olmaz’ mantığı yeniden çalışmaya başlamış ve 4 Ağustos 1914 tarihinde çıkan harp ile Ortadoğu üzerinde hesapları olan Büyük Britanya, Fransa, Almanya, Türkiye ile olan aralarındaki münasebetleri düzenleyen antlaşmaları bir anda unutmuşlardı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Selanik üyesi olan ve Berlin’de Türk askeri ateşesi olarak sivrilmiş bulunan genç Türk Subayı Enver Bey, Alman ittifakının baş müdafacısıydı. Enver Bey Almanya’nın gücüne ve Türklerle olan dostluğuna inanarak, savaşı kazanacaklarından şüphe etmiyordu. Ancak jön Türklerin çoğunluğu bu düşünceye iştirak etmemişti. Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Talat Paşa ile Maliye Bakanı Cavit Bey, Enver Bey’in fikirlerini benimsemiyorlardı. Tarihte ilk defa Büyük Britanya ile ırsi düşman olan Rusya, Türkiye aleyhinde ittifak yapmıştır. Tek kelimeyle İstanbul dahil Türkiye paylaşılmıştı. İşte böyle bir karmaşık ortamda Türk tarihinin ender şahsiyetlerinden olan Mustafa Kemal Atatürk devreye giriyordu. İçteki ve dıştaki tüm hainleri ve mandacı kafaları bertaraf edip Türk milletinin harimi ismetini çiğnetmiyordu. Dışı beyaz içi kapkara olan birtakım tiplerin Mustafa Kemal Atatürk’ü hiç utanmadan tenkit etmeleri hala manidardır. Çanakkale bir müjde, bir ruh ve Türk milleti için yeniden doğuştur. Anlamak için o ruhu yaşamak lazımdır.   
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.