SON DAKİKA
Hava Durumu

Cahil sofular ve islama zararları

Yazının Giriş Tarihi: 23.10.2017 21:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.10.2017 21:58
Sevgili okuyucularım. Tarihimiz incelenirse Peygamberlerin varisleri olarak bilinen hakiki Âlimlerle, ALLAH’ın da dostları olarak bilinen evliyalar ve bunların şikâyetçi olduğu cahil sofular devamlı problem olmuşlardır. Bu konuda Eşrefoğlu Rumi (Allah ondan razı olsun) yüzlerce yıl evvel yazdığı “MÜZEKKİM NÜFUS” adlı eserinde şu bilgileri vermekte ve yakınmaktadır.”İmdi zaman azdı ve kardeşlerin halleri döndü. Haksızlık, şerkezlik ve münafıklar çoğaldı. Meşayih kalmadı. Beyler zalim oldular, kadılar rüşvet yer oldular. Müderrisler fasık oldular. Tefsir ve Hadis medreselerde okunmaz oldu. Fakihler ve Din ilmini bilen kişiler az kaldı. Vaizler dünya için mescitlerde Vaaz edip akçe derlerler.(para toplarlar).İlimle beyler kapısında rağbet bulmayan danişmentler şeyhlik tarihini tutup, yüze gülerek halkın dünyasını alır oldular. Ve de ağızdan meşayihin o hale münasip sözlerini ezberleyerek meclislerde söylemeye ve insanlara kendilerini sevdirmeye çalışır oldular. Talip denilenlerde, arifler donunu giyerek zikir meclislerinde susmaya ve riyakârlığa başladılar. Ve halkın yemeğini gözetir oldular. Çok kişilerin halleri buralara kadar erişti. Gerçi arada sükût hayırlıdır demişler. Nitekim Caferi Sadık hazretleri zamanında kendi müritlerinden ve sevdiklerinden çekilip tenha bir zaviyeye girip oturmuş. Müritleri ve muhipleri bulunduğu mağara kapısına varmış ve Ya Şeyh Kerem buyur, yine bizim aramıza gel, bize nasihat eyle, mübarek nefesin bereketiyle ola ki bizim ölü gönüllerimiz dirilir, bizim necatımıza sebep olursun dediler. O sultan şöyle cevap verdi. Bu zaman ağzı açmayıp, dilsiz gibi olacak zamanıdır. O zaman ki Caferi Sadık zamanı idi. Öyle olunca bizim zamanımız, şimdiki zamanda Hicreti Resul (a.s)752.ci yılıdır.(Eşrefoğlu Rumi-müzekkin nüfus-s.47)Çok acayiptir ki aşırı yeme âdeti âlimlerde, şeyhlerde yani gerçeği bilenlerdedir. Halk bunların daima nimetler içinde bulunduklarını, ziyafetten ziyafete koştuklarını, pilavlar, helvalar, türlü türlü nefis yemeklerle, soğuk pınar başlarında, gezinti yerlerinde, kebaplar ve kuzu çevirmeler yaptıklarını, büyük bir iştah ile bunları atıştırdıktan sonra soğuk sular içerek nefislerini doyurup tenlerini semirttiklerini görür ve iyi iş yaptıklarını sanırlar. Bunlar böylece hak yönünden uzaklaşırlar.(bakınız Eşrefoğlu Rumi müzekkini nüfus. Sayfa.293.)Buradan şunu anlıyoruz. Güneşin ışığını alan bitkiler, ağaçlar, gelişip büyürler. Aynı ışığı alan pislik ve leş gibi maddeler daha da kokuşup bozulurlar. Mevlana’da şöyle diyor.”Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki esrarı araştırmadı.”Cahil sofular birinin yâri olduğunu zanneder. Ama iç dünyadaki sırları araştırmaz. Neticede islama zarar verir.
        Devam edecek…….
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.