Sevgili gençler. Sizleri seviyoruz. Sizler annelerinizin, babalarınızın, ailenizin göz bebeğisiniz. Sizi piyon olarak, dama taşı gibi kullanmak isteyenlere asla fırsat vermeyiniz. ‘Keşke’ demek istemiyorsanız üç şeyi çok iyi seçiniz. Birincisi eşinizi iyi seçiniz. İkincisi işinizi iyi seçiniz. Üçüncüsü ise arkadaşınızı çok iyi seçiniz. Bu güzel söz Hz. Ali’ye aittir. Sözün üzerinde sağlıklı bir akılla beş dakika düşünürseniz doğruluğunu anlarsınız.
Hiç unutmayın dört çeşit arkadaş vardır. Birincisi cebinizde paranız var. Çorbasını, yemeğini söylüyorsunuz, ayakkabısını boyatıyorsunuz. Arkanızda gölge gibi dolaşan, devamlı ağabeyim, kardeşim diyen o tipik şahıs, bir gün paranızın, imkanlarınızın bittiğini görünce yanınızda yoktur. Devlet kapısında sözün geçer. Yine o tipik şahıs hep sana ağabey der. Bir gün mühür gider, Süleymanlık biter. O tipik şahsı yanında yine bulamazsın. Devamlı seni sorar, kapının zilini çalar. Ama hep sen evde yokken seni arar. O tipik şahısın amacı seni görmek değil, annene, karına, bacına bakmaktır. Bunlardan kesinlikle kaçın. Zira o dost değil düşmandır. Bir de kendi namusu kadar senin namusunu kutsal bilen, kendi malı kadar senin malını da kutsal bilen dost vardır. Ona sarılın ve onu bırakmayın. Zira o dosttur. Bu sözde İmam-ı Gazali’nin şanlı Peygamberimizin kutlu bir ifadesinin izah ve yorumudur.
Sevgili gençler kim olursa olsun, babanız dahil. Gel içki içelim, gel kumar oynayalım, gel hırsızlık yapalım, gel vatana millete ihanet edelim, devlet düşmanı olalım derse bilin ki o sizin dostunuz değil, düşmanınızdır. Siz anaların evlat acısını bilemezsiniz. Bakınız rahmetli anacığım “Oğlum dokuz yaşından beri namazımı bırakmadım diyen bir kadındı. Benim en küçük kardeşim, anacığımın da en küçük çocuğu olan on sekiz yaşındaki kardeşim rahmetli olduğunda onun kanlı gömleğini, atletini ve diğer giysilerini bebek yaparak ayağında sallamaya başlamıştır. Bir müddet sonra akli melekesi zaafa uğramış adı ‘Deli Zeynep’ olmuştur. Bilmem beni anlayabiliyor musunuz? Yapmayın aslanım bırakın şu alkolü, uyuşturucuyu. Bırakın şu kumarı. Bırakın serseri gibi araba ve motor kullanmayı.
Sizin vatanımıza ve milletimize ihtiyacınız vardır. Vatanımızın ve milletimizin de size ihtiyacı vardır. Ne olur vazgeçin bu çılgınca hayattan. Şayet üzdümse özür dilerim. Allah’a emanet olunuz.