İnsanlar için üç türlü nizam bahsedilir. Birincisi ‘İdeal insan nizamıdır’,  ikincisi ‘Dramatik insanın nizamı’dır, üçüncüsü ise ‘Hayvan insanın nizamı’dır. Yüce Rabbimiz insanoğlunu yeryüzünde başıboş bırakmamıştır. Peygamberler vasıtası ile ona yol göstermiş ve yardım etmiştir. Ancak insanlar arasında ‘iyiyi görünce kötüyü, güzeli görünce çirkini, Hakk’ı görünce batılı, imanı görünce şüpheyi, adaleti görünce zulmü’ tercih eden ve iradesini bu yolda kullananlar çok olmuştur. Peygamberlerin verdiği ilahi mesajları dikkate almadan kendi tavırlarını ortaya koyanlarla, Allah’ın emirlerini uygulayanlar arasında savaşlar başlamıştır. İnsanoğlu tarih boyunca kendi gerçeğini çözmek için çalışmıştır. Kendi kriterleri içinde, kendi nizamını özlemekten uzaklaşanlar, muhtaç oldukları iradeyi aramaya başlamışlardır. İşte bu noktada ‘Hayvanca yaşamayı’ tercih edenleri Kuran’ı Kerim tarif etmiştir. “Uyanın, dikkat edin, kendinize gelin. Onlar hayvanlar gibidirler. Belki de hayvanlardan daha alçaktırlar” buyrulmuştur. Hâlbuki insan başıboş bir varlık değildir. Çünkü insan şerefli bir varlıktır. Biz öyle inanırız. Ancak insana hayvan diyen filozoflar, ekonomistler, ideologlar çıkmıştır. Onlara göre insan ya ekonomik hayvandır ya da alet yapan hayvandır yahut üreten ve tüketen hayvandır. Onların cemiyet nizamında asıl olan paradır. Dahası onlar insanın sosyal bir hayvan olarak kabul ederler. Onlara göre cemiyetteki bütün kıpırdanışlar, bütün hareketler maddi fayda etrafında dolaşır. (Bakınız Türk İslam Ülküsü 2. Kitap, Sayfa:289. 295. Ahmet Arvası.) 
  Not: Bilim çağı, uzay çağı diye tarif edilen zamanımızda ortaya çıkan ‘koronavirüsü’ çağ dışı ve medeniyetten uzak bir dünya ortamını hortlatmıştır. Sabır yok, metanet yok, çile yok. Bilerek kendi ellerimizle insanlığın tehlikelere atmak alçaklığı var. Bir anda alınan tedbirler alt üst ediliyor. Sokaklar, caddeler dolup taşıyor. Mutlak doğruya, mutlak güzelliğe, mutlak iyiliğe gönül veren insanlar nerede diye bakınıyoruz. Yüce Rabbimize şükürler olsun ki yine de ‘Türk Milletini’ görüyoruz. Hala Amerika’yı, İngiltere’yi örnek gösteren batı taklitçisi tiplere rastlıyoruz. İçimden diyorum ki “Şu fesat medeniyetinin uşakları keşke silaha, bombaya yaptıkları yatırımların bir kısmını da sağlık için yapsalardı da, yaşadıkları şu rezaletlere maruz kalmasalardı.” İthal beyinle çalışan Amerika iflas etmiştir. İnşallah Amerika’nın, İngiltere’nin hayvanları da iflas edecektir. İsimleri Müslüman olsa da netice değişmeyecektir. Geleceklerin ne doğuracağını birlikte görelim inşallah.