Türkiye batı devletleri karşısında bir pazar haline gelmişti. Evet geri kalmıştık. Avrupa bizden ileriydi ama tüketimimiz de kendi yaşantımıza göreydi. Avrupa’dan alınan eşyalar Türkiye’de yoktu. O kumaşlar, içkiler, süslü ev eşyaları bizde yoktu. Onlara benzemek için bunlara para verdik. Çürük ve kiralık mantığa bakın. Onlar gibi giyinir, onlar gibi yer, içer, eğlenirsek biz de Avrupalılaşırız. Çeyrek aydınların yaptıkları iş bu olmuş. Türk milletinin üretimini arttıracak, sanayisini geliştirecek çareler düşünülmemiş. Bu durumda İstanbul, Ankara, İzmir ve birkaç şehre sıkışmış, köylüyle, halkla bir bağı kalmamış bir aydın sınıfı türemiş. Tabiri caizse maymun gibi Avrupa’nın lüksünü, modasını taklit eden bir zümre meydana gelmiş. Kendinde medenilik alametleri gören bu zümre, halkı gerici diye küçük görmüş. Bunlar Anadolu’nun bir köşesine vazifeye gönderilseler gitmemek için her çareye başvururlar. 50 sene, 60 sene hatta 80 sene böyle geçmiş. Bu durumda millet baktı ki aydınlar kendilerine karşı adeta tavır koyuyorlar, inancına örfüne, adet ve geleneklerine karşılık aydın geçinen yobazlar kendisini soyuyor, o zaman halkın aydına itimadı kalmamış. Böylece milletimiz iki ayrı yaşayış tarzında, ayrı düşünce bazında bölünmüştür. Bu çarpık olaylar 1800'lü yıllardan beri belki iki yüz yıldır böyle devam etmiştir. Daha doğrusu 3. Selim’den itibaren başlayan bu hareket, bu düşünce maalesef bazı kesimler tarafından hala devam ettirilmektedir. Yıllarca Fransız ordusunun eğitim şekli model alınmış, oradan subaylar getirilmiş, onların üniformaları taklit edilmiş, onların silahları kullanılmış ancak 15-20 sene sonra çökme hareketi tekrar devam etmiştir. Yani taklitçilik iflas etmiştir. Birinci ve ikinci Meşrutiyet, hatta Cumhuriyet döneminde de o çeyrek aydınlar tarafından taklitçilik devam ettirilmiştir. İşin garibi II. Mahmut kavuğu, şalvarı zorla çıkarttırmış, itiraz edenin kellesini vurdurmuş, fes pantolon giydirmiş, ‘Memleket modern oldu’ demiştir. Ama olmamıştır. Hiçbiri taklitçi olmaktan kurtulamamıştır. Türk milletinin temel sorunlarına, temel konularına inmeyen kısır didişmeler yüzünden devamlı felaketlere, yıkıntılara uğramışız. Türkiye’nin yükselişi ithal edilen fikirlerle olmaz. Hiçbir yabancı Türk milletinin menfaatlerini, Türk milletini kendisi gibi düşünmez. Davamızın çözümü millet olarak kendimize dönmektir.
Devam edecek...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
Büyük hedef ve büyük dava
Devam edecek...