Atılan bombaların patlayan silahların üzerindeki markalar bir maskeli ihanetin ve bir gafletin aldanışın açık delilidir. Made in USA, anlamı Amerikan yapımı demek. Açık örneğini Irak'ta gördük. Güçlü görülen Irak ordusu darma dağın oldu. Irak Cumhuriyeti'nden, Irak Federasyonu'na geçildi. Kürtler, Araplar, Türkmenler, Şiiler, ve Sünniler... Petrol kuyuları, Amerikalıların ve arkadaşı olan İngilizlerin. Diktatör Saddam bir bayram sabahı Made in USA tarafından idam ediliyor. İster pentagon ister CIA deyin. Bu kadar kahpeler bir anda mezhep kavgalarını hortlattılar. Aynı dinin mensupları birbirlerine saldırdılar. Asıl ortak düşmanı unuttular. Piyon Talabani cumhurbaşkanı oldu,. Piyon Barzani Kürt Bölgesi'nin başbakanı oldu. Türkmenlerin adı bile geçmedi. Bir milyon İncil Iraklılar'ın ellerinde dolaştı. Kiliseler çoğaldı, sloganlar hep aynı kaldı. 'Yaşasın demokrasi! Yaşasın diyalog! ' Enerji kaynakları gitmiş üniter yapı dağılmış. 'Yaşasın ittifak yalanları...'
Evet Amerikan usulü demokrasi bu olsa gerek. Hz. Ali'nin türbesi yıkılmış, yüzlerce Cami harap edilmiş, Ebu Garip Hapishanesi'nden çığlıklar yükselmiş... Müslüman kadınların sesleri ibret vakası olarak kalmış. Iraklı kadınların, tecavüz kurbanı masumların feryatları, "Allah için bizi öldürün. Karnımızda Amerikan .... i taşımak istemiyoruz. Siz yataklarımız da uyurken, Amerikalılar'ın bizi soyup önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilirim." Acaba bunlar da Amerikan usulü demokrasi okulu mu? Yoksa Amerikan usulü demokrasi genelevi mi? Sormak lazım. Bak. Fikri Atılbaz - Küfre Açılan Kapı, Dinler Arası Diyalog sayfa 13-14-15.
Bu olayların üzerinden yaklaşık 30 sene geçti. Gelelim bugüne, değişen hiçbir şey yok. İhanetler, maskeli düşmanlıklar devam ediyor. Yok liderler değişti, yok Türk dostu başkan seçildi. Trump gitti Baiden geldi. Bunların hepsi de aldatmaca ve züğürt tesellisi. Özellikle Amerikan'nın PKK-PYD-YPG'ye yaptığı Lojistik yardımlar verdiği silahlar, mühimmatlar onları korumak ve kollamak için kurduğu üstler, mutlaka ilgililerce ele alınmalıdır. Demeçler, sloganlar, inandırıcı olmayan nutuklar yeterli değildir. Papa'nın Irak ziyareti bu bağlamda çok manidar ve çok düşündürücüdür. Misyonerlik faaliyetleri, Hıristiyanlığı yaymaya çalışmaları, aynı zamanda Batı emperyalizminin yayılması demektir. Türkiye'deki siyasi istikrarsızlığı fırsat bilen dış düşmanlar ve içerideki yaltakçıları her türlü ihanete başvurmaktadırlar. Hem Avrupa Birliği hem Amerika Birleşik Devletleri hem de diğer Hıristiyan ülkeler İslam Alemi'ni parçalamak ve sömürmek için her türlü ihanete başvurmaktadırlar. Türkiye de bu ihanet odaklarının hedefindedir. "Hıristiyan dünyasına göre İslam Alemi batılılar için sömürülmesi gereken pazarlardır. Müslümanlar ise avlanması gereken hayvanlardır. Türkler de buna dahildir" diyen Erest Renan bu konuda ifrasatını akıtmıştır. Bu itibarla pusuda bekleyen dost görünen maskeli düşmanları iyi tanıyalım. Son pişmanlık para etmez.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
BUNLAR DOST DEĞİL MASKELİ DÜŞMAN
Evet Amerikan usulü demokrasi bu olsa gerek. Hz. Ali'nin türbesi yıkılmış, yüzlerce Cami harap edilmiş, Ebu Garip Hapishanesi'nden çığlıklar yükselmiş... Müslüman kadınların sesleri ibret vakası olarak kalmış. Iraklı kadınların, tecavüz kurbanı masumların feryatları, "Allah için bizi öldürün. Karnımızda Amerikan .... i taşımak istemiyoruz. Siz yataklarımız da uyurken, Amerikalılar'ın bizi soyup önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilirim." Acaba bunlar da Amerikan usulü demokrasi okulu mu? Yoksa Amerikan usulü demokrasi genelevi mi? Sormak lazım. Bak. Fikri Atılbaz - Küfre Açılan Kapı, Dinler Arası Diyalog sayfa 13-14-15.
Bu olayların üzerinden yaklaşık 30 sene geçti. Gelelim bugüne, değişen hiçbir şey yok. İhanetler, maskeli düşmanlıklar devam ediyor. Yok liderler değişti, yok Türk dostu başkan seçildi. Trump gitti Baiden geldi. Bunların hepsi de aldatmaca ve züğürt tesellisi. Özellikle Amerikan'nın PKK-PYD-YPG'ye yaptığı Lojistik yardımlar verdiği silahlar, mühimmatlar onları korumak ve kollamak için kurduğu üstler, mutlaka ilgililerce ele alınmalıdır. Demeçler, sloganlar, inandırıcı olmayan nutuklar yeterli değildir. Papa'nın Irak ziyareti bu bağlamda çok manidar ve çok düşündürücüdür. Misyonerlik faaliyetleri, Hıristiyanlığı yaymaya çalışmaları, aynı zamanda Batı emperyalizminin yayılması demektir. Türkiye'deki siyasi istikrarsızlığı fırsat bilen dış düşmanlar ve içerideki yaltakçıları her türlü ihanete başvurmaktadırlar. Hem Avrupa Birliği hem Amerika Birleşik Devletleri hem de diğer Hıristiyan ülkeler İslam Alemi'ni parçalamak ve sömürmek için her türlü ihanete başvurmaktadırlar. Türkiye de bu ihanet odaklarının hedefindedir. "Hıristiyan dünyasına göre İslam Alemi batılılar için sömürülmesi gereken pazarlardır. Müslümanlar ise avlanması gereken hayvanlardır. Türkler de buna dahildir" diyen Erest Renan bu konuda ifrasatını akıtmıştır. Bu itibarla pusuda bekleyen dost görünen maskeli düşmanları iyi tanıyalım. Son pişmanlık para etmez.