Ülkemiz, Müslüman Türk milleti yalandan ve yalancılardan çok çekmiştir. Bunların en çirkin olanı da medyatik yalanlardır. Sosyal medya denilen ve birçok soysuzluklara yatakçılık yapan o yıkıcı vasıta siyasetçilerimizi bile sermaye yapıp, kucağına oturtmuştur. Artık insanlar kime inanacaklarını, kime doğru söylüyor, kim yalan söylüyor bunları bilemez hale gelmişlerdir. Fert olarak sorumlu olduğumuz toplam ne ise, toplum olarak fertlere karşı sorumluluğumuz da odur.
Zümer suresinin 3. ayetinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez”. 60. ayette ise “Kıyamet günü Allaha karşı yalan söyleyenleri görürsün. Yüzleri kap kara kesilmiştir. Büyüklük taslayanlar için cehennemde bir yer mi yok” buyrulmaktadır.
Casiye suresinin 7. ayetinde “Her günahkar yalancının vay haline” uyarısı ile yalanın çirkinliğine dikkat çekilmiştir. Kuran-ı Kerim ve sahih hadislerde, Allah Resulünün uygulamalarında, gerçek bir Müslüman kimliğine kavuşmanın yollarına bakıldığında “Yüksek bir ahlak, doğruluk, dürüstlük, edep, haya ve adaletin ön planda olduğunu görürüz.” Çünkü “Sözün yalanı onun edepsizliği ve hayasızlığıdır.” Dürüstlükle uyuşmayan, kişinin onurunu aşındıran kötülüklerin başında ‘yalan’ gelmektedir.
İslam dini toplum düzenine ve toplum barışına zarar veren her türlü kötülüğü yasaklamıştır. Bundan dolayı ayet ve hadislerde ‘yalan’ konusunda ağır ifadelerin kullanıldığı çok açıktır. Sebebi ise ahlak kültüründeki net ifadeyle ‘yalanın bütün kötülüklerin anası olmasıdır.’ (Bakınız İslam İlmi cilt 2. sayfa 595)
Not: Şu anda İdlip’te 33 Mehmetçiğimizin Şehit olduğu haberleri içimizi yakıyor. Mübarek kandil ve cuma gecesinde bu vahşetler niye diye kan ağlıyorum. Şehit olanlar kim? Vuranlar kim? İsimleri Hasan, Hüseyin, Ahmet, Mehmet, Barış, Hakan, Ömer, Cihan ve benzeri Müslüman isimler değil mi? Aralarına sızan bazı kiralık, paralı, sünnetsizler de vardır. Şanlı Peygamberimizden alında Hz. Hamza, Hz. Ömer, Alparslan Gazi, Fatih Sultan, Yavuz ve Mustafa Kemal hep ordunun önünde yürümüşlerdir. Kefere takımları onların müttefiki olmamıştır. Artık dost kim, düşman kim bilinmelidir. Gafletin zamanı değildir. Gün birlik ve diriliş günüdür. İktidar kavgası zamanı değildir. Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Milletimizin başı sağ olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
BU MİLLET KİME İNANACAK BEYLER (2)
Zümer suresinin 3. ayetinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez”. 60. ayette ise “Kıyamet günü Allaha karşı yalan söyleyenleri görürsün. Yüzleri kap kara kesilmiştir. Büyüklük taslayanlar için cehennemde bir yer mi yok” buyrulmaktadır.
Casiye suresinin 7. ayetinde “Her günahkar yalancının vay haline” uyarısı ile yalanın çirkinliğine dikkat çekilmiştir. Kuran-ı Kerim ve sahih hadislerde, Allah Resulünün uygulamalarında, gerçek bir Müslüman kimliğine kavuşmanın yollarına bakıldığında “Yüksek bir ahlak, doğruluk, dürüstlük, edep, haya ve adaletin ön planda olduğunu görürüz.” Çünkü “Sözün yalanı onun edepsizliği ve hayasızlığıdır.” Dürüstlükle uyuşmayan, kişinin onurunu aşındıran kötülüklerin başında ‘yalan’ gelmektedir.
İslam dini toplum düzenine ve toplum barışına zarar veren her türlü kötülüğü yasaklamıştır. Bundan dolayı ayet ve hadislerde ‘yalan’ konusunda ağır ifadelerin kullanıldığı çok açıktır. Sebebi ise ahlak kültüründeki net ifadeyle ‘yalanın bütün kötülüklerin anası olmasıdır.’ (Bakınız İslam İlmi cilt 2. sayfa 595)
Not: Şu anda İdlip’te 33 Mehmetçiğimizin Şehit olduğu haberleri içimizi yakıyor. Mübarek kandil ve cuma gecesinde bu vahşetler niye diye kan ağlıyorum. Şehit olanlar kim? Vuranlar kim? İsimleri Hasan, Hüseyin, Ahmet, Mehmet, Barış, Hakan, Ömer, Cihan ve benzeri Müslüman isimler değil mi? Aralarına sızan bazı kiralık, paralı, sünnetsizler de vardır. Şanlı Peygamberimizden alında Hz. Hamza, Hz. Ömer, Alparslan Gazi, Fatih Sultan, Yavuz ve Mustafa Kemal hep ordunun önünde yürümüşlerdir. Kefere takımları onların müttefiki olmamıştır. Artık dost kim, düşman kim bilinmelidir. Gafletin zamanı değildir. Gün birlik ve diriliş günüdür. İktidar kavgası zamanı değildir. Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Milletimizin başı sağ olsun.