Sevgili okuyucularım. İnsan hayatı yani ömür bize verilen bir emanettir. Emanete ihanet ise münafıklık alametinin birincisidir. Neden böyle diyorum? Türkiye’de trafik terörü ve trafik cinayetleri adeta bir vahşete dönüştü. Bu terör ve cinayetlerinde yüzde üçü, aşırı hız yüzünden meydana gelmektedir. Geri kalan kısmı ise alkol, uyuşturucu ve uykusuzluk. Teknik arızalardan meydana gelen kazaların oranı yüzde üç civarındadır. Her yüz kazadan üç tanesi fren patlaması, lastik patlaması ve ateş alma gibi sebeplerdendir.
Kuranı kerimde” kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”emri vardır. Bas gaza vur kilometreyi 200–220 lere, hem kendini, hem çoluk, çocuğunun, hem de bir başka masum insanın canına kıy. Sonrada kaderi böyle imiş gibi uydurukça avutmalarla, olayı geçiştir. Kadere iman esastır. Ancak her türlü beşeri, ilmi ve akli tedbirleri aldıktan sonra kadere inanırız. Kuran “önce tedbiri al, azmet. Sonrada Allaha tevekkül et.” Buyuruyor. Bir atasözünü hatırlatmak istiyorum.
Bir zamanlar Ali ağa diye bir adam, çevresine çok zülüm edermiş. Oğlu Salih ağada babası gibi zalimmiş. Böyle bir zülüm olayından sonra, perişan olan birisi, yaşlı nenesine “ Üzülme gazada belada bizim için” demiş. Yaşlı nene derin bir ah çektikten sonra “gazadan, beladan değil oğul, Ali ağadan, birde oğlu Salih ağadan “demiş. Hz. Ömer R.A.” deveni demir kazığa bağla, Allaha öyle tevekkül et.” Tavsiyesinde bulunuyor. Macera perest, gösteriş budalası, sonradan görme bazı tipler, gençliği, delikanlı olmayı hızlı yaşamak zannediyor.
Yenişehir’de bile bindikleri motorların egzozlarını, ya da arabalarının egzozlarını özel yöntemlerle söküp, can sıkıcı sesler çıkarmasına ve çevreyi rahatsız edip, gürültü terörü estirmelerine şahit oluyoruz. O gençler zannediyorlar ki, herkes bize bakıyor, bizde piyasa delikanlısıyız. Aslında peşlerinden onlarca insan en galiz küfürleri ediyor. Bende onları zaman, zaman eleştiriyorum. Birde bunların hız limitine baktığımızda, yüreklerimiz ağzımıza geliyor. Allah kolaylık versin.
3–5 tane sahsın motoruna veya arabasına el konuldu mu, onlarca tavassut ve rica devreye giriyor. Hâlbuki analar, babalar, büyüklerimiz esnafımız ve sivil toplum kuruluşları, bu konuda çok duyarlı olmalı ve kimseyi kayırmamalıdırlar. Her yıl üç, beş tane gencimizi bu yüzden kaybediyoruz. Ağıtlar ayyuka çıkıyor. Ne olur şu hassasiyetimizi koruyalım. Bu tip topluma huzursuzluk veren şahısları uyaralım. Hiç ummadığımız bir anda bize de zarar gelebilir. O zaman eyvahlar para etmez. Bu gidişe mutlaka dur denilmeli. Hız tutkunları, gürültü koliklere de bir ağabey olarak, şunu hatırlatmak istiyorum. Peşinizden kendinize, ananıza, babanıza söz söyletmeyin.
En güzel delikanlılık efendiliktir. Tavşan bir zıplar iki zıplar. En sonunda avcının torbasını doldurur. Tevazu ve saygı erdemdir. Delikanlılığın sıfatıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
BU GİDİŞE DUR DENİLMELİ
Kuranı kerimde” kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”emri vardır. Bas gaza vur kilometreyi 200–220 lere, hem kendini, hem çoluk, çocuğunun, hem de bir başka masum insanın canına kıy. Sonrada kaderi böyle imiş gibi uydurukça avutmalarla, olayı geçiştir. Kadere iman esastır. Ancak her türlü beşeri, ilmi ve akli tedbirleri aldıktan sonra kadere inanırız. Kuran “önce tedbiri al, azmet. Sonrada Allaha tevekkül et.” Buyuruyor. Bir atasözünü hatırlatmak istiyorum.
Bir zamanlar Ali ağa diye bir adam, çevresine çok zülüm edermiş. Oğlu Salih ağada babası gibi zalimmiş. Böyle bir zülüm olayından sonra, perişan olan birisi, yaşlı nenesine “ Üzülme gazada belada bizim için” demiş. Yaşlı nene derin bir ah çektikten sonra “gazadan, beladan değil oğul, Ali ağadan, birde oğlu Salih ağadan “demiş. Hz. Ömer R.A.” deveni demir kazığa bağla, Allaha öyle tevekkül et.” Tavsiyesinde bulunuyor. Macera perest, gösteriş budalası, sonradan görme bazı tipler, gençliği, delikanlı olmayı hızlı yaşamak zannediyor.
Yenişehir’de bile bindikleri motorların egzozlarını, ya da arabalarının egzozlarını özel yöntemlerle söküp, can sıkıcı sesler çıkarmasına ve çevreyi rahatsız edip, gürültü terörü estirmelerine şahit oluyoruz. O gençler zannediyorlar ki, herkes bize bakıyor, bizde piyasa delikanlısıyız. Aslında peşlerinden onlarca insan en galiz küfürleri ediyor. Bende onları zaman, zaman eleştiriyorum. Birde bunların hız limitine baktığımızda, yüreklerimiz ağzımıza geliyor. Allah kolaylık versin.
3–5 tane sahsın motoruna veya arabasına el konuldu mu, onlarca tavassut ve rica devreye giriyor. Hâlbuki analar, babalar, büyüklerimiz esnafımız ve sivil toplum kuruluşları, bu konuda çok duyarlı olmalı ve kimseyi kayırmamalıdırlar. Her yıl üç, beş tane gencimizi bu yüzden kaybediyoruz. Ağıtlar ayyuka çıkıyor. Ne olur şu hassasiyetimizi koruyalım. Bu tip topluma huzursuzluk veren şahısları uyaralım. Hiç ummadığımız bir anda bize de zarar gelebilir. O zaman eyvahlar para etmez. Bu gidişe mutlaka dur denilmeli. Hız tutkunları, gürültü koliklere de bir ağabey olarak, şunu hatırlatmak istiyorum. Peşinizden kendinize, ananıza, babanıza söz söyletmeyin.
En güzel delikanlılık efendiliktir. Tavşan bir zıplar iki zıplar. En sonunda avcının torbasını doldurur. Tevazu ve saygı erdemdir. Delikanlılığın sıfatıdır.