Bölünme ve parçalanmada milletimizin görüp bilemediğim bir gizli etken vardır. Bu gizli etken daima ve süreli olarak şahsi çıkarlar ve şahsi menfaatler olmuştur. Onun için bütün gayretler ve çalışmalar boşa gitmiştir. Kavgaların, geriliğin, üretim düşüklüğünün, hatta işsizliğin sebebi bile temelde var olan çıkarlardır. Aranması ve sorgulanması gereken asıl baş sebep ise Müslüman olarak Allah’a verdiğimiz sözden yüz çevirmemizdir. Gerisi teferruattır. Çünkü Allah, İslam’ı yaşayan kullarını şereflendirmiştir. Ondan ayrılıp saptıklarında ise o emaneti geri almıştır. Başkalarına tevdi etmiştir. Çoğu zamanda o emaneti kötülere vermiştir. Hayat daim ve süreklidir. Kanunlar her zaman geçerlidir. Kıyamete kadar bu böyle devam edecektir. Yönetimin ve idarenin sapıkların, yani Müslümanlardan başkasının eline geçmesi onlar için bir zafer değildir. Sadece Allah’ın Müslümanlara verdiği bir ceza, bir azaptır. Allah’ın dinsizleri ve ehli küfrü emanet hıyanet eden Müslümanlara musallat etmiştir. Konuyla alakalı Kuran ayetlerine birlikte bakalım. İsra Suresi’nin 9-4-5 ve 6’cı ayetlerini mümkünse inceleyin. En azından Kuran-ı Kerim mealinden anlamlarını okuyalım.  Kasas Suresi’nin 5. ayetinde “Biz ise istiyorduk ki, yeryüzünde ezilmekte olan, (zayıf kalanlara) lütufta bulunalım. Onları önderler yapalım. Ve onları (yer yüzüne) varisler kılalım.” Aynı surenin 6. ayetinde ise mesele daha açık olarak izah edilmiştir. Nur Suresi’nin 55. ayetinde ise Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “Allah vaat ediyor ki içinizden iman edipte salih amel işleyenlere, (yani Allah’ın ve resulünün hoşnut olup, memnun kalacağı işleri yapanlara), kendilerinden önce gelenleri (daha önceki kavimleri) egemen kıldığı gibi, onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacaktır (onları yeryüzüne lider, hâkim tayin edecektir). Onlar için hoşnut ve razı oldukları dinlerini yeryüzüne iyice yerleştirecektir. Onlar için yaşadıkları korkuların ardından (korku yerine) kendilerine mutlaka emniyet verilecektir. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir”. Tövbe Suresi’nin 39. ayetinde bu konuyla alakalıdır. Not: Kulluk maskesi takarak cep dolduranların, dünyalık peşinde koşanların durumları Kuran’da açıklanmıştır.